11. Ceza Dairesi Esas No: 2014/4561 Karar No: 2016/426 Karar Tarihi: 20.01.2016
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/4561 Esas 2016/426 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2014/4561 E. , 2016/426 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanığın yetkilisi olduğu ve kardeşi ile birlikte işlettikleri...Şirketinden sahte nüfus cüzdanı kullanılarak simkart değişiklik formu düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın savunmasında, şirketi kardeşi ... ile birlikte işlettiklerini ve yanlarında çalışan iki personelin de kaşelerini kullanarak belgeleri imzalayabildiklerini, 04.09.2008 tarihli form altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca bu tarihte ..."ta değil ... ilinde bulunduğunu belirtmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sanık ile işletmenin diğer yetkilisi olan sanığın kardeşinin ve yanlarında çalışan personelin imza yazı örneklerinin alınması ile sair işlem formundaki imzaların kimin eli ürünü olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre ise; 2- Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanığa önödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması, 3- Mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 58/7. maddesi gereğince “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda duraksamaya, karışıklığa neden olacak ve infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi, 4- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.