Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12231 Esas 2016/3254 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12231
Karar No: 2016/3254
Karar Tarihi: 15.03.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/12231 Esas 2016/3254 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/12231 E.  ,  2016/3254 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.10.2012 gününde verilen dilekçe ile müşterek konut üzerinde mülkiyet hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, sağ kalan eşe müşterek konut üzerinde mülkiyet hakkı tessi ve talep sonucunun genişletilmesi ile ölünceye kadar oturma hakkı tanınması istemine ilişkindir.
    Davalı ... vekili davacının talebinin genişletmesine izin vermediklerini bildirirken, diğer davalılar davacının talebini genişletmesine muvafakat etmişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile sağ kalan davacı eşe dava konusu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı yerine ölünceye kadar oturma hakkı tanınmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Davacı vekili, hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra verdiği 01.03.2016 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19.12.2012 tarihli, 2012/13-1369 Esas, 2012/1221 Karar sayılı Kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; kural olarak davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birincide temyiz dilekçesinin reddine karar vermekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği görüşü ile davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
    6100 sayılı HMK"nın "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
    Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı)
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının feragatı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.