14. Hukuk Dairesi 2020/2944 E. , 2021/735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/09/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/06/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili, davalı ... Telekom A.Ş. vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 28.03.2013 tarihinde vefat eden muris ...’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davaya bakma yetkisinin İstanbul mahkemelerinde olduğunu, murisin anne ve babasından intikal edecek taşınmazlarının bulunduğunu, davacıların terekeyi sahiplenme anlamına gelen davranışlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Telekom A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, muris adına kayıtlı telefon numarası sebebiyle Ankara 12. İcra Dairesinin 2006/9144 sayılı icra takiplerinin bulunduğunu, davanın süresinde açılmadığını ve dava şartlarının mahkemece araştırılması gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazları üzerine Dairemizin 06.03.2019 tarih, 2016/7482 Esas, 2019/2051 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... Telekom A.Ş. vekili, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK"nin 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmişse de gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Somut olayda, terekenin aktif ve pasifinin belirlemesi amacıyla murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı araç olup olmadığının, murisin davalılara ölüm tarihi itibariyle borç miktarının tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca UYAP üzerinden alınan nüfus kaydından 28.03.2013’te vefat eden murisin öz babası ...’nın 24.02.2018’de, murisi evlat edinen ...’ın ise 22.05.2008’de vefat ettiği, murisin kendisinden önce vefat eden evlat edinen ...’a mirasçı olacağı, kendisinden sonra vefat eden öz babası ...’ya ise mirasçı olamayacağı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu durum dikkate alınarak ...’a ait taşınmazlar üzerinde keşif yapılıp murisin ölüm tarihi itibariyle miras hissesine denk gelen değerinin belirlenmesi gerekirken, murisin mirasçısı olmadığı öz babası ...’ya ait taşınmazlar üzerinde keşif yapılıp murisin ölüm tarihi itibariyle miras hissesine denk gelen değerinin belirlendiği görülmektedir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; muris ...’ın ölüm tarihi olan 28.03.2013 itibariyle trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalı, terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da davalılara olan borç miktarının tespiti sağlanmalıdır. Murisin mirasçısı olduğu evlat edinen babası ...’ın 28.03.2013 tarihi itibariyle UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre malik olduğu 10 adet taşınmazdan başkaca taşınmaza sahip olup olmadığı araştırılmalı, taşınmazlar üzerinde keşif yapılıp ...’ın ölüm tarihi olan 28.03.2013 itibariyle miras hissesine denk gelen değer tespit edilmelidir. TMK’nin 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığı da belirlenmelidir. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Ayrıca, davacıların Av. ...’a verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından, davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başka