20. Ceza Dairesi 2019/6441 E. , 2020/1251 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında İstanbul Anadolu (Kapatılan) 40. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 13/11/2018 tarihinde verilen 2012/5 esas ve 2012/152 sayılı kamu davasının düşmesine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 20/11/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1-Sanık ... hakkında 23/01/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/10/2010 tarihli, 2010/772 esas ve 2010/894 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın infazı sırasında Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 18/10/2011 tarihli ve 2010/2375 DS sayılı yazısı ile sanığın hastaneye sevkedildiği, Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nin raporunda; 19/10/2011 tarihinde yapılan idrar tetkikinde amfetamin metaboliti saptandığının bildirildiği, Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce 19/12/2011 tarihinde Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı"na ihbarda bulunulması üzerine, sanığın 19/10/2011 tarihli eylemi nedeniyle Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 17/01/2012 tarihli, 2012/1079 soruşturma, 2012/460 esas ve 2012/250 sayılı iddianamesi ile Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesi"ne kamu davası açıldığı,
2-Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/06/2012 tarihli, 2012/64 esas ve 2012/1026 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen kararın 29/06/2012 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği, 10/07/2012 tarihinde infazı için Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderildiği,
3- Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce tedbirin infaz edildiği, 05/11/2013 tarihinde dosyanın infazen kapatıldığı,
4- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, denetimli serbestlik tedbirinin 05/11/2013 tarihinde yerine getirildiğine ilişkin yerine getirme fişi düzenlendiği,
5- Sanığın 28/09/2018 tarihli dilekçesi ile davanın düşürülmesine karar verilmesini mahkemeden talep etmesi üzerine kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu (Kapatılan) 40. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/11/2018 tarihli, 2012/5 esas ve 2012/152 sayılı ek kararı ile davanın düşmesine karar verildiği, kararın 14/01/2019 tarihinde kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun"un 191/6. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/2. maddesine göre tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymaması halinde cezasının infazına dair Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/06/2012 tarihli ve 2012/64 esas, 2012/1026 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine ilişkin İstanbul Anadolu (Kapatılan) 40. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/11/2018 tarihli ve 2012/5 esas, 2012/152 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1- Sanık hakkında verilen 13/11/2018 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde değişiklik yapıldığı cihetle sanığın hukukî durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, İstanbul Anadolu (Kapatılan) 40. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/11/2018 tarihli ve 2012/5 esas, 2012/152 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi ve Karar :
Yapılan incelemede; sanık ...’in, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Üsküdar 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 21/06/2012 tarihli, 2012/64 esas ve 2012/1026 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 191/2.maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın infazını takiben İstanbul Anadolu (Kapatılan) 40. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/11/2018 tarihli ve 2012/5 esas, 2012/152 sayılı ek kararı ile de denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 191/5. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1-) Sanığın bu suçu, 23/01/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/10/2010 tarihli, 2010/772 esas ve 2010/894 sayılı kararı ile hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlediği anlaşıldığından, 13/11/2018 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
2-) 5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi gereğince hapis cezasıyla birlikte aynı kanunun 191/2. maddesi gereğince denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen sanık hakkında 191/7. maddesi uyarınca, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi düzenlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu (Kapatılan) 40. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 13/11/2018 tarihli ve 2012/5 esas, 2012/152 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
26/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.