11. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/66 Karar No: 2017/2479 Karar Tarihi: 26.04.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/66 Esas 2017/2479 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2017/66 E. , 2017/2479 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında mahkemece verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı olup davanın kabulüne, davalıların takibe vaki itirazlarının reddine ve inkar tazminatı tahsiline dair kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup, aşamada davacı vekilinin 16.02.2017 tarihli dilekçesi ile taraflar arasındaki sulh sözleşmesinden bahisle davadan feragat ettiklerini bildirdiği, keza davalıların da müşterek imzalı dilekçeleri ile davacı taraf ile sulh olduklarını, bu nedenle feragat üzerine işlem yapılarak temyiz harcının kendilerine iadesini talep ettikleri gözlenmiş olmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece davalılardan ... hakkında kurulan 22.12.2015 tarihli hüküm, 900.- TL için yapılan itirazın iptaline ve 180.-TL inkar tazminatının tahsiline ilişkindir. Bu durumda, anılan davalı hakkındaki yerel mahkeme kararı 1086 sayılı Kanun"un 427/2. maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin nitelikte olup verildiği anda şeklen kesinleşmiştir. Davadan feragat ve sulh ancak hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir. Davalılar arasında zorunlu takip ve dava arkadaşlığı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda gerek taraflar arasında varlığı ileri sürülen 05.01.2016 tarihli sulh sözleşmesinin, gerekse de davacı yanın 16.02.2017 tarihinde dile getirilen davadan feragatinin anılan davalı bakımından verilen hükmün şeklen kesinleşmesinden sonra gerçekleştiği anlaşılmakla sonuç doğurması mümkün olmayıp davalı ..."ün temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Diğer davalı ... hakkındaki hüküm, temyiz edilmekle henüz kesinleşmemiştir. Bu itibarla, davacı vekilinin davadan feragate ilişkin beyanının, HMK"nın 74. maddesi ile HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca anılan davalı bakımından sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nun 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nun 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, davacı yanın taraflar arasındaki sulh sözleşmesine binaen davalı ... hakkındaki davadan feragatine ilişkin bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkeme kararının anılan davalı yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılardan ..."ün kesin olan hükme yönelik temyiz itirazının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yanın diğer davalı bakımından sonuç doğurucu nitelikteki davadan feragatine yönelik bir karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre davalı ..."ın temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 26/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.