MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murisleri ... ve ...’ın hazine adına kayıtlı 177 m² lik taşınmaz üzerine bir gecekondu inşa ettiklerini, 1989 yılında davalının yaptığı imar planı ve ifrazı neticesinde taşınmazda bulunan 89/177 hissesinin tamamı 3.560.000,00-TL bedelle, 126/177 hissesinin tamamı ise 5.040.000,00-TL bedelle muris ...’dan alınan taahhütname gereği satıldığını, muris ...’in taahhütlere uygun şekilde ödemeler yaptığını, tapunun verilmediğini, muris vefat ettikten sonra taşınmazın mülkiyetinin hükmen tescil yoluyla davalı belediyeye geçtiğini, ardından davalıya 88.500-TL yi ödediklerini ve taşınmazın adlarına tescil edildiğini, 3 yıl aşkın bir süre sonra daha önce de belediyeye bu taşınmazla ilgili olarak para ödendiğini öğrendiklerini, kendilerinden yapılan tahsilatın haksız olduğunu belirterek, 88.500-TL’ nin yasal faizi ile birlikte müvekkillerine ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacıların bedel talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Görülmekte olan davanın yargı yolu bakamından reddinin gerektiğini,Mahkemece; dava konusu taşınmaz için kısmi olarak mükerrer tahsilat yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davadan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- ) Dava; mükerrer tahsilatın iadesi istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; taşınmazın m2 birim değeri 500,00 TL takdir edildiği, parselin alanı 177 m² olup, tahsisi yapılan toplan alanın 163 m² belirlendiği, 14 m² yerin bedeli ilk ödemede hesaba dahil edilmediği, bu kısmın satış dışı kaldığı, 14 m² yerin bedelinin daha önce tahsil edilmediğinden davacıların talep edemeyeceği, m2 birim değerine göre toplam değerin 88.500,00 TL olduğu, satışa konu 163 m2 alanın değerinin ise 81.500,00 TL olarak tespit edildiği, mükerrer ödemenin bu miktarda olmasına rağmen satış dışı kalan bölümün değerine hükmedildiği, mahkemece oluşturulan gerekçede de söz konusu yanlışlığın açıklandığı, bu şekilde satış dışı kalan 14 m2 alanın değeri 7.000,00 TL den davacıların sorumluluğu bulunduğu görülmektedir.
O halde; mahkemece satışa konu mükerrer ödeme niteliğindeki 81.500,00 TL yönünden davanın kısmen kabulü gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davaclar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.