14. Hukuk Dairesi 2015/15296 E. , 2016/3211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.11.2005 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar Dairemizce "...uyuşmazlıkta 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uygulama yeri bulur. O halde mahkemece yapılması gereken iş, tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulması bakımından içtihadı birleştirme kararında sözü edilen yönteme uygun inceleme ve araştırma yapmak, oluşacak sonuç doğrultusunda bir hüküm kurmak olmalıdır " gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyulmuş dava konusu 2660 ve 59 parsel sayılı taşınmazların tamamının ve 436 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Bir kısım davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce özetle "...Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de; sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerektiği..." gerekçesiyle tekrar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılama sırasında dosyaya ibraz edilen belgeler, tapu kayıtları, isticvab olunan taraflar ve dinlenen tanık beyanları kapsamından, murisin terekesini oluşturan tüm taşınmazların tespit edildiği, işbu taşınmazların mahallinde keşif icrası suretiyle değerlerinin tespit edildiği, dava tarihi itibariyle toplam değere oranı % 71,16 olarak, temlik tarihi itibariyle toplam değerine oranı % 75,20 olarak hesaplandığı dava konusu 59, 436 (1/2 hissesi) ve 2660 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle değerleri ve adedi nazara alındığında temlik edilen taşınmazların, temlik dışı tüm taşınmazlara oranının makul karşılanabilecek bir sınırda kalmadığı görülmüş, davacının 1978 doğumlu olup 14.05.1997 tarihli bakım akti sırasında henüz küçük yaşta olması, murisin birden fazla torununun bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, muris tarafından davalılardan Zekai"nin oğlu olan torunu davacıya makul bir taşınmazını devrederek kendisine baktırması mümkün iken, içinde betonarme ev olan 2660 parsel sayılı taşınmazla birlikte sayıca fazla 3 adet taşınmazını temlik etmesindeki gerçek amacın mirasçılardan mal kaçırma ve muvazaalı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Ancak, Dairemizin bozma ilamlarından önce davanın kabulüne dair verilen kararlar davacının babası davalı....... ve davacının babaannesi... kızı ... tarafından temyiz edilmemiştir. Bu nedenle davanın kabulüne ilişkin önceki kararı temyiz etmeyen davalılar ... ve ..."nin elbirliği şeklindeki hisseleri yönünden 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği şekilde davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş ise de davacı elbirliği ortakları arasında yer almadığından ölünceye kadar bakma sözleşmesinin henüz ifa olanağı bulunduğundan söz edilemez. Bu itibarla mahkemece dava konusu taşınmazlarda elbirliği şeklinde mülkiyet hali devam ettiği için davalı ... ve ..."nin elbirliği mülkiyeti şeklindeki payları yönünden sözleşmenin henüz ifa olanağı bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde değişik gerekçelerle davanın reddi doğru değil ise de HUMK"nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin davalı ... ve ... yönünden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle hükmün GEREKÇESİ DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.