11. Hukuk Dairesi 2016/2108 E. , 2017/2464 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.09.2015 tarih ve 2014/1257-2015/726 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/181 esas sayılı rücuen tazminat davasının bulunduğunu, bu mahkemece verilen karardan sonra tarafların uzlaştığını, alacak ve yargılama giderlerine ilişkin 04/12/2013 tarihli protokolün imzalandığını, tüm alacakları kapsar şekilde 355.000.00 TL’nin ödenmesi konusunda anlaştıklarını, buna göre 09/12/2014 tarihinde davadan ve temyizden feragat edildiğini, ancak mutabakata varılan dava dosyasında davacı aleyhine bakiye karar harcına hükmedildiğini, bu nedenle 26/08/2014 tarihinde bu harcı davacının ödediğini, bakiye karar harcının da protokole dahil olduğunu, bu nedenle davacı tarafça ödenmek zorunda kalınan 16.513.25 TL harcın davalıdan tahsili için icra takibine girişildiğini, haksız olarak takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki protokolde bahsi geçen harç ve yargılama giderlerinin kendileri tarafından yatırılan bedeller olduğunu, zaten ödenmemiş bir harç olan bakiye ilam harcının protokole girmediğini, bakiye karar harcının Hazine"ye ait bir alacak olduğunu, alacaklı olmadığı bir borç için davacıyı ibra edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 04/12/2013 tarihli protokolün düzenlendiği, bu davadaki alacaklara karşılık masraflar da dahil olmak üzere toplam 355.000.00 TL’nin sigorta şirketine ödenmesi konusunda anlaşma yapıldığı, anlaşmada bu miktarın esas olduğu, bakiye karar ve ilam harcından yasa gereği aleyhine hüküm verilen davalının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından ödenen ilam harcından taraflar arasında yapılan protokol gereğince davalının sorumlu olduğu iddiasıyla yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında .... Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada, mahkemece verilen karar tarihinden sonra taraflar arasında imzalanan 4.12.2013 tarihli protokolün 3. maddesine göre asıl alacak, faiz, yargılama giderleri, tüm icra ve dava harçları ile vekalet ücretleri bakımından 355.000.000 TL üzerinden mutabakata varılmıştır. Hükmün icrasına ilişkin olarak, taraflar açısından sonuç doğuracak biçimde protokol düzenlenmesine engel bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Söz konusu madde hükmüne göre, belirtilen tutarın, aksi kararlaştırılmadığı için, o davada gerek davacıdan peşinen tahsil edilen, gerekse de hüküm gereği davalı tarafa yüklenen bakiye karar ve ilam harcını da içerdiğinin kabulü gerekir. Bakiye karar ve ilam harcının alacaklısının Hazine olması, taraflar açısından bağlayıcı nitelikteki protokol hükümlerine ilişkin bu kabulü etkiler nitelikte olmayıp, protokol ile kararlaştırılan tutar kendisine ödenen davalının, davacı aleyhine, onun tarafından Hazineye ödenen harç tutarı kadar sebepsiz zenginleştiği açıktır. Şu halde, mahkemece söz konusu protokol hükmü yanlış yorumlanmak ve açıklanan hususlar nazara alınmamak suretiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.