Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/514
Karar No: 2018/4722
Karar Tarihi: 06.11.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/514 Esas 2018/4722 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2018/514 E.  ,  2018/4722 K.

  •  


"İçtihat Metni"

TALEP:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.01.2018 tarih ve 2018/2704 sayılı yazısı ile,
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan şüpheli ...hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11.10.2017 tarihli ve 2017/8465 soruşturma, 2017/4258 esas, 2017/955 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170 ve 174/1-a-b maddeleri gereğince iki bent halinde gösterilen nedenler gereğince iadesine dair Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.2017 tarihli ve 2017/268 sayılı kararına yönelik itirazın kısmen kabulü ile iade kararının 1 nolu bendinde belirtilen iade nedeni yönüyle iade kararının kaldırılmasına, iade kararının 2 nolu bendinde belirtilen iade nedeni yönüyle itirazın reddine ilişkin Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2017 tarihli ve 2017/704 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, dijital inceleme sonuçları gelmeden kamu davası açılmasına karşın şüpheli hakkında toparlanan delillerin silahlı terör örgütü üyesi olma suçuna ilişkin yeterli şüphe nedenlerini oluşturduğu ve hakkında kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte olduğu, dijital inceleme sonuçları da dahil olmak üzere diğer tüm deliller mahkemesince değerlendirilerek sonucuna göre karar verilebileceği gözetilmeksizin, merciince yapılan itirazın iddianamenin iadesi kararının 2 nolu bendinde belirtilen iade nedeni yönünden de kabulüne karar verilmesi yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 09.01.2018 gün ve 94660652-105-10-12191-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak, Dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
OLAY
Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.2017 tarihli ve 2017/268 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2017 tarihli ve 2017/704 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olması nedeni ile görevden uzaklaştırıldığının bildirilmesine müteakip başlatılan ve aynı nedenle haklarında soruşturma yürütüldüğü anlaşılan başkaca şahıslara ait soruşturma evraklarınında yer aldığı dosya kapsamında,
6415 sayılı yasaya muhalefet etme ve FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olma suçundan hakkında işlem yapılan, 20.08.2016 tarihli teslim ve tesellüm tutanağı ile ikametinde yapılan arama sonucunda tutanakta belirtilen dijital materyallerine el konulan, 20.08.2016 tarihinde yakalanarak gözaltına alınan, üst aramasında suç unsuru eşyaya rastlanılmayan, 20.08.2016 tarihi tutanak ile aramada ele geçen bilgisayar, sim kart ve flash belleğin tasnifi yapılan, 20.08.2016 tarihli yakalama, ev arama ve el koyma tutanağı ile ikametinde yasal hakları hatırlatılarak yakalaması yapılan ayrıca ev araması gerçekleştirilen, 21.08.2016 tarihinde müdafii huzurunda kollukta şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde örgütü ile bağlantısının olmadığını, 2013-2015 yıllarında ... Sağlık Sen adlı sendikaya üye olduğunu, 28.07.2016 tarihinde görevden uzaklaştırıldığını ama nedeninin kendisine bildirilmediğini, sendika üyeliği nedeniyle uzaklaştırıldığını düşündüğünü, sohbetlere katılmadığını, cemaat evlerinde kalmadığını, en küçük kızkardeşinin geçmişte ... Dershanesine gittiğini, gazete ve dergi aboneliğinin olmadığını, başkaca bankalarda hesabı olmakla birlikte 2014-2015 yıllarında Bank Asya"ya hesap açtırdığını ancak herhangi bir işlem yapmadığını, darbe girişimini hastanede çalışırken öğrendiğini, örgütle bağlantısının olmadığını, vatana ve millete kim zarar veriyorsa hepsinin Allah belasını versin, çoluğundan çocuğundan çıkarsın şeklinde özetle beyanda bulunan: Ayvalık Kaymakamlığı İlçe Olağanüstü Hal Komisyonunun 29.07.2016 tarihli yazısı ve eki belgeler ile dosya içerisindeki diğer yazışmalardan Sağlık Memuru/Röntgen Teknisyeni iken görevden uzaklaştırıldığı bildirilen, 19.08.2016 tarihli kolluk yazısına konu talebe istinaden aynı tarihli Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığının talebine istinaden 19.08.2016 tarih 2016/1443 değişik iş sayılı Edremit Sulh Ceza Hakimliği kararı ile ikametinde arama yapılmasına ve bulunan suç unsurlarına CMK"nın 127 ve 134 madde kapsamında el konulmasına ve inceleme yapılmasına yönelik karar verilen, 22.08.2016 tarihli Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğü"nün tahkikat evrakları konulu yazısında örgüte bağlı sendikaya olduğu, örgüte bağlı dershaneye gittiği, Bank Asya"da hesabının bulunduğu, FETÖ/PDY terör örgütü hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna "devletimiz ne diyorsa odur" şeklinde cevaplar verdiği hususuna işaret edilerek tahkikat evraklarının Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen, 22.08.2016 tarihinde tutuklanması istemi ile Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen, Ayvalık Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/156 sorgu sayılı 22.08.2016 tarihli sorgusunda emniyette verdiği ifadesini tekrar ettiğini, Bank Asya"dan kredi çekmek için mevduat hesabı açması gerektiğinin bankaya gittiğinde belirtilmesi nedeni ile hesap açtırdığını, işyerinden arkadaşının tavsiyesi üzerine de sendikaya üye olduğunun, çevresindekilerin uyarıları üzerine de sendika üyeliğinden ayrıldığını ve bankadan da kredi talebinde bulunmadığını beyan ettiği hakkında tutuklama tedbirinin reddine karar verilerek adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilen, ... Sağlık
Sendikasına ait tevkifat belgesi bulunan, 16.08.2016 tarihli MASAK tarafından gönderilen bilgi notunda başkaca bankaların yanı sıra 11.03.2009 tarihinden itibaren Asya Katılım Bankasında hesabı olduğu, bu kapsamda havale ve EFT hareketlerinin bulunduğu bildirilen, başkaca şüpheliler ile de ilgili olan ve şüphelinin de adının geçtiği çeşitli bankalara ait hesap hareketlerinin incelendiği bu kapsamda 03.01.2017 tarihli bilirkişi raporu ile Bank Asya hesabının bulunduğu belirtilen, 19.10.2016 tarihinde Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığı"nca hazırlanan fezlekenin gönderilmesine müteakip Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 2017/6673 soruşturma ve 2017/623 sayılı yetkisizlik kararı ile gönderilen evrakların onaysız olması ve bir kısımının okunaklı olmaması, emanet eşyalarının tasnifinin yapılmaması nedeni ile yetkisizlik kararı verilen; 05.01.2017 tarihli Ayvalık Kom Şube Müdürlüğü yazısı ile Bylock kaydına rastlanılmadığı belirtilen,
Ayrıca soruşturma evraklarının bulunduğu klasör içerisinde soruşturma aşamasında birden fazla kişiye yönelik olarak işlemler yapıldığından şüpheli ile ilgili olamayan başkaca gerçek ve tüzel kişilere yönelik olarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olduklarına dair yapılan araştırmalar ve işlemler kapsamındaki belgelerinde yer aldığı, bylock programı kullanan başkaca kişilere ait tutanakların bulunduğu ve bu belgelerde şüphelinin adına rastlanılmadığı, Sındırgı Kaymakamlığı Dernekler Bürosu kayıtları kapsamında örgütle bağlantısı bulunduğu belirtilen SİNKED derneği kayıtlarının, 22.07.2016 tarihinde... Termal Resort Hotelde yapılan arama işlemine dair tutanağın ve aramada ele geçen materyallere yönelik inceleme tutanağının, ... ... Körfez Dershanelerine yönelik bir kısım evrakların, aynı şekilde örgütle bağlantılı olduğu belirtilen yurtlara ait belge ve evrakların da soruşturma dosyası içerisinde bulunduğu görünen, 11.04.2017 tarihli tutanakla sosyal paylaşım sitelerinde örgütle ilgili paylaşımlarına rastlanılmadığı belirtilen, gazete ve dergi aboneliklerine yönelik olarak bahse konu yayınların kararnameler ile kapatılması nedeni ile araştırmasının yapılamadığı 18.04.2017 tarihli Ayvalık İlçe Emniyet Müdürlüğü yazısı ile bildirilen, sabıka kaydı bulunmayan şüpheli hakkında, eksikliklerin giderilmesine müteakip hazırlanan 19.04.2017 tarihli Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığının fezlekesi ve eki belgelere istinaden 11.10.2017 tarihli 2017/955 numaralı Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile şüpheli sıfatıyla 5237 sayılı yasanın 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı yasanın 5 ve 7 maddeleri uyarınca özetle; dijital incelemeye yönelik raporların henüz inceleme aşamasında olduğu belirtilerek, 18.03.2015 tarihinden itibaren Bank Asya hesabının bulunduğu, örgüte ait ... Sağlık Sendikasına üye olduğu, alınan ifadesinde şüphelinin sendikaya üye olduğunu, kardeşinin ... Dershanesinde kendisininde yapılanmaya bağlı Körfez Dershanesine gittiğini, Bank Asya"ya hesap açtırdığını tevilli ikrar ettiği, ifadesinde adı geçen şahıs hakkında derdest kovuşturmanın bulunduğu belirtilerek cezalandırılması istemi ile hazırlanan iddianamenin; Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.2017 tarih ve 2017/268 iddianame değerlendirme numaralı kararı ile 1 numaralı sebep olarak şüpheli hakkında bylock kullanıcısı olup olmadığına dair araştırma yapılmadan; 2 numaralı iade sebebi olarakta dijital materyallere yönelik rapor sonucunun beklenilmeden dava açılması nedeni ile suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan deliller toplanılmadan düzenlendiği gerekçesi ile iddianamenin iadesine yönelik karar verilmesi üzerine, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcı vekilinin yasal süresi içerisinde kısaca 1 numaralı iade sebebinin çok sayıda kişi ile ilgili olarak yürütülen soruşturma dosyası kapsamında dosya içerisinde yer alan ve 05.01.2017 tarihli KOM yazısından da anlaşılacağı üzere bylock kullanımının bulunmadığının bildirilmiş olması; 2 numaralı iade nedeninin ise dijital materyallerin delil olarak gösterilmediği, inceleme sonucunda suç unsuruna rastlanılmasa dahi kamu davası açılmasına karar verildiği, şüphelinin örgütün bankasında hesabının bulunması, aynı nedenle görevden uzaklaştırılması, kendisinin ve kız kardeşinin örgüte ait eğitim kurumunda eğitim görmesi, sendika üyeliğinin bulunması, tevilli ikrarı dikkate alınarak kamu davasının açıldığını, iadenin soruşturmayı sürüncemede bırakacağı belirterek yaptığı itirazın 26.10.2017 tarihli Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile yerinde görülmeyerek itiraz merciine dosyanın gönderilmesi üzerine; Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin itiraz merci sıfatıyla 2017/704 değişik iş sayılı 06.11.2017 tarihli kararı ile 1 numaralı iade sebebi yerinde görülmeyerek iade kararının kaldırıldığı, 2 numaralı iade sebebine yönelik olarak ise dijital materyallere yönelik inceleme sonuçlarının suçun subütuna etki edecek delillerden olduğu, bu delilin toplanılmadan kamu davası açılmasının CMK"nın 174/1-b maddesine açıkça aykırı olacağı gerekçesi ile itirazın reddine dair kısmen kabul kararının kesin olarak verildiği görülmüştür.

KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Dairemizce çözülmesi gereken uyuşmazlık şüpheli tarafından rızaen teslim ettiği dijital materyaller hakkında inceleme raporu sonucu beklenilmeden tanzim edilen iddianamenin, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenmesi gerekçesi ile iadeye konu olup olmayacağı noktasındadır.
YASAL MEVZUAT
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;
Kamu davasını açma görevi
Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e)Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.
Kamu davasını açmada takdir yetkisi
Madde 171 – (Değişik: 6/12/2006 – 5560/22 md.)
(1) Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.
(2) 253 üncü maddenin ondokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.
(3) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için, uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalmak üzere;
a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması,
b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,
c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
(4) Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.
(5) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme
tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
İddianamenin iadesi
Madde 174 – (Değişik: 25/5/2005 - 5353/27 md.)
(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Buna göre;
CMK"nın 170/2. maddesinde soruşturma evresi sonunda toplanan delillerin, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturması halinde Cumhuriyet savcısının bir iddianame düzenleyeceği, 170/3. maddesinde iddianamede hangi hususların gösterileceği, 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceği belirtilmiştir. İade nedenleri arasında sayılmayan sebeplerden dolayı iddianame iade edilemez. Ancak iddianamenin iadesi kararı kesinleşmişse, CMK"nın 174/4. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısı kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir.
Madde "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." demiştir.
Şüphe kelime manası hukuk sözlüklerinde "Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba" olarak tanımlanmıştır. (http://www.sozluk.adalet.gov.tr./ Adalet Bakanlığı Hukuk Sözlüğü, 09.06.2018 tarihi itibari ile)
Yasa koyucu masumiyet karinesi başta olmak üzere diğer Ceza Muhakemesi ilkeleri de dikkate alınarak, soruşturmanın başlaması, kamu davasının açılması, koruma tedbirlerinin uygulanması gibi muhakeme faaliyeti evrelerindeki çeşitli işlem ve tedbirlerin uygulanmasına yönelik olarak aranan koşullarda; makul şüphe, yeterli şüphe, kuvvetli suç şüphesi gibi ifadelere yer vermek sureti ile deliller ile desteklenen şüpheye yönelik derecelere vurgu yaptığı 5271 sayılı yasanın muhtelif hükümlerinde açıkça görülmektedir.
Şüpheye yönelik sınıflandırmalar ve adlandırmalarda doktrinde farklılıklar olduğu görülse de; mahiyeti itibari ile maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasına yönelik olarak Ceza Muhakemesi evrelerindeki işlemlerde şüphe dereceleri kabul görmektedir. Bu kapsamda terminoloji açısından "Şüphenin varlığı ve kuvvet derecesi ceza yargılaması açısından büyük önem taşır. Yargılamanın her aşamasında buna başvuran makamların görevlerine ve başvurulan tedbirin niteliğine göre farklılık gösterebilir. Şüphe, soruşturma ve kovuşturma makamlarının delillere ve olgulara dayanan bir tahminidir. Bu tahmin yanılma payını da içermektedir. Şüphe, bu yanılma payının derecesine göre sınıflandırılabilir. Ceza yargılamasında şüphenin basit, makul, yeterli ve kuvvetli şüphe olmak üzere çeşitli derecelerinden bahsedilebilir.... Şüphe, bazen zayıf, bazen kuvvetlidir. Şüphenin kuvvet derecesini ölçen unsur, delil ve emarelerdir. Şüpheyi tarif etmeye yarayan delillerin kuvveti, şüphenin kuvvetini belirler. Bazı yazarlar şüpheyi temelde ikiye ayırarak incelerler. Delillerin kuvveti az ise basit şüpheden, deliller nicelik olarak fazla ya da kuvvet derecesi yeterli ise yoğun şüpheden söz edilmektedir. Yoğun şüphe, eldeki delillerin nicelik olarak çok olması, delil kuvvetinin de yeterli olması ya da diğer deyimle kuvvetli delillerin bulunması halidir. Bu ikili ayrıma göre, yoğun şüphe de kendi içinde yeterli şüphe ve kuvvetli şüphe diye ikiye ayırılır. Buna göre, basit şüphenin dayanağı olan deliller genellikle basit, yetersiz veya azdır. Eldeki deliller sayıca az değilse ya da delilin kuvvet derecesi yeterli veya kuvvetli ise yoğun şüpheden söz edilir. Hakkında dava açıldığında yargılama sonucunda elde edilen delillerin durumuna göre, mahkumiyet verilmesi ihtimali beraat kararına göre daha yüksek ihtimal ise yeterli şüphe var kabul edilir; sanığın mahkum olması kuvvetle muhtemel ise kuvvetli şüphe var demektir. Kunter-Yenisey-Nuhoğlu, “umma”, “zehap”, “isnad”, “makul şüphe”, “yeterli şüphe”, “kuvvetli şüphe” terimlerine yer vermektedir. Özbek’e göre şüphe temelde üçe ayrılır. Basit, yeterli ve kuvvetli şüphe. Makul şüphe bu üçlü ayrımın dışında kalır. Centel ve Zafer de, şüphenin kuvvet derecelerini dörde ayırarak incelerler: Soruşturmayı başlatan basit şüphe, makul şüphe, yeterli şüphe, kuvvetli şüphe.
Soruşturmanın başlamasında delillere dayanan basit bir şüphenin bulunması gereklidir.
Şüphelinin söz konusu suçu işlemiş olma ihtimalinin işlememiş olma ihtimalinden daha fazla ve güçlü olması halinde ise yeterli şüpheden söz edilmelidir.
Yeterli şüphe, yeterli delille ortaya konulur. Delillerin yeterli bir şüphe oluşturup oluşturmadığı konusunda karar verme yetkisi Cumhuriyet savcısına aittir. (CENTEL Nur/ZAFER Hamide; Ceza Muhakemesi Hukuku 6. Baskı, s: 425-426)
Cumhuriyet Savcısı başlatılan soruşturma sonucunda yeterli şüpheye ulaşması halinde kamu davası açmak mecburiyetindedir.
Bu aşamada iddianamenin iadesi nedenleri arasında sayılan “Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak sayılan delil” tabirinden neyin kastedildiği hususu önem arz etmektedir. Doktrinde de bu hususta görüş ayrılıkları bulunduğu, iddianamenin iadesi
müessesi kapsamında süreç içerisinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar ile ilgili olarak Yargıtay kararları ışığında kavramın içeriğinin belirlendiği bilinmektedir. Kavrama dosyanın nevi şahsına münhasır durumunu göz önüne alınmak sureti ile anlam yüklemek gereklidir.
Yeterli şüphe ve yeterli delil kavramı birbirinden farklı kavramlardır. Delil bilindiği üzere ispat hukuku ile ilgili bir konudur. Bu kapsamda şüphe ve şüpheye yönelik derecelendirmeler delil kavramından daha geniş bir alanı kapsamaktadır.
CMK"nın 217. maddesinde de belirtildiği şekilde hukuka uygun yöntemler ile elde edilmesi şartıyla; yüklenen suçun her türlü delil ile ispatlanabileceği; kamu davasının mecburiliği ilkesi uyarınca Cumhuriyet savcısınca hazırlanan iddianamenin kabulüne müteakip yapılacak yargılamada, delillerin serbestliği, adil yargılanma hakkı ve diğer muhakeme hukuku ilkeleri de dikkate alınarak yapılacak muhakeme sonucunda; hakim veya mahkeme yasalara uygun olarak vicdani kanaatine göre delilleri takdir etmek sureti ile karar verecektir.
Ceza yargılama hukukumuza 5271 sayılı CMK"nın 174. maddesi ile getirilen iddianemenin iadesi kurumu esas itibari ile, yargılamanın makul sürede sonuçlanması ve şüpheli/sanıkların lekelenmeme haklarını etkin şekilde koruma altına almaktır. Bu nedenle iade müessesesi Anayasanın 36-38. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde öngörülen kurumların teminatı mahiyetindedir. İddianemedeki şekle ilişkin eksiklikler her zaman giderilebilir. Ancak eksik soruşturma sonucu, yeterli suç şüphesi oluşturmayan delillerle kişilere sanık sıfatı yüklendikten sonra, yargılama sonucunda beraat etmesi, o kişinin aklanmasını sağlar ancak, hak ihlalini engellemez. Aksi takdirde kanun koyucu suçun sübutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmezdi. Bu nedenle Cumhuriyet savcısı topladığı delillere göre şüphelinin mahkum olacağını düşünüyorsa dava açmalıdır.
Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere;
"Kamu davasının tek veya zorunlu olduğunda birbirini izleyen oturumlarda ve mümkünse bir günde sonuçlandırılmasını gerçekleştirebilmek amacıyla; iddianamenin, hukuken geçerli ve yeterli delillerin toplanmasından ve dava açma koşullarının gerçekleşmesinden sonra, tüm yönleriyle doğru ve eksiksiz olarak mahkemeye verilmesi gerekmektedir.
Suçun sübutuna etki edecek deliller toplanmadan dava açılması kişilerin lekelenmeme haklarını ihlal edeceği gibi mahkemeler soruşturma yapmak zorunda bırakılacağından, davanın makul sürede bitirilmesi olanaksız olacaktır.
Deliller kamu davası açmak için yeterli olsa bile, iddianamede bulunması gerekli diğer ve bir bakıma şekli sayılabilecek hususların yer almaması halinde de iade mümkündür..."
Soruşturma aşamasında toplanan deliller sonucunda yeterli şüphenin oluşmaması durumunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama aşamasında hakim veya mahkemece verilen kararlar ile ve kanun yolu aşamalarında delillerin hukuka uygunluk denetiminin yapılacağına dair düzenlemelerin yanısıra iddianamenin iadesi müessesinin de delilin denetimine olanak tanıdığının kabulü gereklidir. Ancak, bu olanak Anayasanın 38/6 ve CMK"nın 206/2 maddelerindeki düzenlemeler kapsamında çok geniş yorumlanmaması gerektiği CMK"nın 172/1 maddesinin doğal sonucudur.
Ayrıca eksik soruşturma nedeniyle yeterince delil toplamadan açılan davalar beraatle sonuçlanabilecektir. Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlarda yeni delil ortaya çıkması halinde dava açma olanağı var ise de kesin hüküm halinde CMK 314. maddedeki sınırlı nedenlere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi mümkün olup, bu durum maddi gerçeğe ulaşmaya da engel oluşturacaktır.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olaydaki dosya kapsamına göre; Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan şüpheli ...hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11.10.2017 tarihli ve 2017/8465 soruşturma, 2017/4258 esas, 2017/955 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170 ve 174/1-a-b maddeleri gereğince iki bent halinde gösterilen nedenler gereğince iadesine dair Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.2017 tarihli ve 2017/268 sayılı kararına yönelik itirazın kısmen kabulü ile iade kararının 1 nolu bendinde belirtilen iade nedeni yönüyle iade kararının kaldırılmasına, iade kararının 2 nolu bendinde belirtilen iade nedeni yönüyle itirazın reddine ilişkin Balıkesir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2017 tarihli ve 2017/704 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyada iddianamenin dayandığı deliller dairemizin de kabul ve uygulamalarına göre terör örgütü üyeliği suçundan dava açılması için yeterli şüphe oluşturacak nitelikte olmadıkları, şüphelinin mensubu olduğu iddia edilen silahlı terör örgütü hakkında ülke genelinde kapsamlı biçimde soruşturma yapıldığı ve yeni delillerin ortaya çıktığı bu durum çerçevesinde şüphelinin hukuki durumunda değişiklik olabileceği nazara alınarak; Balıkesir 2. ACM tarafından CMK 174/1-b maddesi uyarınca "suçun sübutuna mutlak etki eden delil" niteliğinde olduğu kabul edilerek iddianamenin iadesine sebep olarak gösterilen, teslim edilen dijital materyallere yönelik inceleme raporu" geldikten sonra rapor ve dosyada bulunan diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre şüphelinin müsnet suçu işlediğine dair yeterli şüphe oluşuyor ise iddianame düzenlenmesi gerekirken Balıkesir 2. ACM"nin iddianamenin iadesi kararına itiraz edilmesi yerinde görülmemiştir.
Balıkesir 3. ACM"nin itirazın reddine dair kararı yerinde olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu karara karşı Kanun Yararına Bozmaya ilişkin talebinin Reddine karar verilmesi uygun görülmüştür.
IV)SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Kanun Yararına Bozma talebinin REDDİNE,
Usuli işlemlerin yapılabilmesi için CMK 309/4-a maddesi gereğince dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi