15. Hukuk Dairesi 2019/3710 E. , 2020/90 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl, karşı ve birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup yüklenici tarafından açılan asıl dava, ödenmeyen imalât bedelinin tahsili, iş sahibi tarafından açılan karşı dava, ecrimisil ve kâr kaybı, iş sahibi tarafından açılan birleşen davalar da yüklenicinin işgal ettiği villalar için ecrimisil ve gecikme tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda asıl davanın 660.248,93 TL üzerinden kısmen kabulüne, karşı dava kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, iş sahibi tarafından açılan birleşen davalarda gecikme tazminatı isteminin reddine, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne dair verilen kararlar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına ve özellikle taraflar arasındaki akdî ilişki fesihle sona ermiş olup aksi kararlaştırılmadığından müspet zarar kapsamındaki gecikme tazminatının (kiranın) fesih halinde talep edilmesinin mümkün bulunmamasına, ecrimisile de haksız işgal sebebiyle hükmedilmiş olmasından dolayı birleşen davalarda hükmedilen ecrimisil alacağına yasal faiz uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre birleşen 2010/791 Esas, 2012/822 Esas, 2015/341 Esas
sayılı dosyalarda verilen kararlara yönelik tarafların temyiz itirazlarının reddiyle onanması uygun bulunmuştur.
2-Asıl ve karşı davaya yönelik taraf vekillerinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı-karşı davalı yüklenici vekilinin tüm, davalı-karşı davacı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3-Yerel mahkemenin ilk kararının Dairemizce temyiz sonucu bozulması üzerine araştırma yapılarak oluşturulan 01.12.2010 tarihli 2. kararda 20.10.2010 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporu uygun görülerek bu raporda hesaplanan 1.386.000,00 TL imalât bedelinden iş sahibince yükleniciye devredilen üç adet villanın rayiç bedeli 670.000,00 TL düşülerek ve ilk kararın yüklenici tarafından temyiz edilmemiş olması sebebiyle iş sahibi yararına usulî kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek asıl davada yüklenici yararına 695.000,00 TL imalât bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Yerel mahkemece oluşturulan bu ikinci karar da davalı-karşı davacı iş sahibi vekilince temyiz edilmiş olup yüklenici tarafça temyiz edilmediğinden mahkemenin dayandığı 20.10.2010 tarihli raporda belirtilen ve mahkemenin gerekçesinde de açıkladığı yükleniciye devredilen üç adet villanın dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin 670.000,00 TL olduğu yüklenici aleyhine, iş sahibi yararına usulî kazanılmış hak oluşturmuştur.
Dairemizin 18.04.2011 tarih, 2011/867 Esas, 2011/2354 Karar sayılı 2. bozma ilamı gereğince yapılan araştırma sonucu hükme esas alınan 07.09.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda yüklenici tarafından gerçekleştirilen inşaattaki proje ve ruhsata aykırılıkların tadilat projesi ve ruhsatı alınmak suretiyle giderilebileceği belirtilerek tadilat projesi bedeli 15.000,00 TL, tadilat ruhsatı bedeli 11.000,00 TL olmak üzere inşaatın yasal hale getirme bedelinin 26.000,00 TL olabileceği hesaplanmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda toplam 26.000,00 TL tadilat projesi ve ruhsat bedelinin davacının gerçekleştirdiği imalât bedelinden düşülmesi gerekirken bu eksiklik ve kusurun yüklenicinin sorumluluğunda olduğu gözden kaçırılarak imalât bedeline dahil edilmiştir. Buna göre, söz konusu tadilat projesi ve ruhsatı bedeli toplam 26.000,00 TL hariç davacının gerçekleştirdiği imalât bedelinden inşaatın yasal hale getirilme bedeli 26.000,00 TL düşüldüğünde de davacının gerçekleştirdiği ve ekonomik değeri haiz olan imalât bedeli toplamı 1.038.202,50 TL olmaktadır. Yine yerel mahkeme kararı bozma sonucu ortadan kalktığından Dairemizin 18.04.2011 tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere mahkemece harcı yatırılarak açılan her bir dava ile ilgili taraflara yükletilen hak ve borçları gösterecek şekilde HMK 297. maddesine uygun hüküm kurulması da zorunlu olmasına rağmen son kararda karşı dava ile ilgili HMK 297. maddesine uygun bir hüküm kurulmamıştır.
Bu durumda mahkemece asıl davada yüklenicinin az yukarıda hesaplanan 1.038.202,50 TL gerçekleştirdiği imalât bedelinden, 2. kararda kabul edilip mahsup edilen ve davalı yararına kazanılmış hak oluşturan yükleniciye devredilen üç adet villanın rayiç bedeli 670.000,00 TL düşüldükten sonra kalan 368.202,50 TL üzerinden asıl davanın kabulüne karar verilmesi ve asıl davaya açılan karşı davada da HMK’nın 297. maddesine uygun hüküm oluşturulması gerekirken asıl ve karşı davada yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, asıl ve karşı davada verilen kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle birleşen davalara yönelik tarafların
temyiz itirazlarının reddiyle birleşen davalarda verilen hükümlerin ayrı ayrı onanmasına, 2. bent uyarınca asıl ve karşı davaya yönelik yüklenicinin tüm, iş sahibinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 3. bent uyarınca kabulüyle asıl ve karşı davada kurulan hükmün davalı-karşı davacı iş sahibi yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6.417,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-k.davalı-birleşen dosyalar davalısından alınmasına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-k.davacı-birleşen dosyalar davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.