(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2019/4721 E. , 2020/89 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Kocaeli 5. İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
1- Davacılar vekilinin davacı kardeşler lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre davacı tarafın ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarını temyiz etmediği ve bu suretle benimsediği, benimsenen miktar ile Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen miktar arasındakı fark karar tarihi itibari ile 5.000,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından, davacılar vekilinin temyiz isteminin, 6100 sayılı Kanun"un 362/1-(a), 366. ve 352. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2- A)Davacı İstemi;
Davacı vekili iş kazası sonucu ölen sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesini talep etmiştir.
B)Davalıların Cevapları;
Davalı Tübitak ve ... vekilleri davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalılara davaya cevap vermemişlerdir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı eş ... için 22.257,08 TL maddi, 70.000,00 TL manevi tazminatın, davacı anne ... için 25.000,00 TL manevi tazminatın, davacı kardeşler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 10/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
1-Davalı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu vekilinin ileri sürdüğü diğer istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ve davalı ... vekilince süresinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığından istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince reddine, 2-Davalı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu vekilinin Manevi Tazminat talebine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile Kocaeli 5. İş Mahkemesi’nin 2013/55-2016/533 E-K sayılı kararının bu yönden kaldırılmasına, 3-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacı ... için 22.257,08.-TL maddi tazminatın, 50.000,00.-TL manevi tazminatın, davacı ... için 50.000,00.-TL manevi tazminatın, davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 5.000,00’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 40.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihi olan 10/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
E) Temyiz Nedenleri;
Davalı TÜBİTAK vekili özetle; davacı tarafın istinaf başvurusunda bulunmamasına rağmen davalı anne lehine hükmedilen manevi tazminat mikatrının artırıldığını, müvekkiline husumet düşmediğini, asıl işveren olarak kabul edilemeyeceklerini, olayın meydana gelişinde şoförün % 100 oranında kusurlu olduğunu, ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını, hesap raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve hükmedilen tutarların da fahiş olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davacılar vekili özetle davacı eş ve çocuklar yararına ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan tutarların indirilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekili ile davalı TÜBİTAK vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 09/12/2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
a- Dosya kapsamından, iş kazası sonucu sigortalının vefat ettiği, olayın meydana gelişinde kazalının karşıt kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş yararına hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminat azdır.
b- Dosyanın incelenmesinden ilk derece mahkemesi tarafından davacı anne yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarına ilişkin davacılar vekilinin istinafı bulunmamasına rağmen bölge adliye mahkemesince davacı anne yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının artırılması isabetli değildir.
Mahkemece bu olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacılar vekili ile davalı TÜBİTAK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.