11. Hukuk Dairesi 2015/14735 E. , 2017/2460 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/07/2015 tarih ve 2014/175-2015/103 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin babası ..."in 1991 yılında “...” adı altında bir işletme açtığını, daha sonra bu işletmeyi davacının işletmeye başladığını, bir süre davalının bu işletmede çalıştığını, müvekkile ait işyerinin başka bir yere taşındığını, orada “... ve ...” adı altında faaliyete devam edildiğini, işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile “...” ticaret unvanı ile faaliyetine devam ettiğini, davalının “...” adında bir işletmeyi müvekkilinin işyerine bitişik olarak açtığını, dışarıdan bakıldığında her iki işletmenin de “...” isimli olduğunu, her iki işyerinin de aynı alanda faaliyet gösterdiğini, davalının işletmesine ...” ismini koyarak davacının hakkına tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek haksız müdahalenin önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ...ve müvekkil ile anlaşarak üç ortak olarak işyeri açtıklarını, işyerinin davacının babası ... adına kayıtlı olduğunu, güven esasına dayalı gayri resmi olarak kurulan ve çevrede üç ortağa ait olduğu bilinen işyerine müvekkili tarafından önerilen “...” isminin müşterek karar ile kabul edilerek konulduğunu, işyeri açıldığında kamyonet alındığını ve üç ortak adına trafik kaydı yapıldığını, aracın yıllarca “...” adı ile kullanıldığını, bu durumun ortaklığın kanıtı olduğunu, işyerinin açılışından bir kaç yıl sonra ortakların müşterek kararı ile işyerinin resmi kayıtlarının ... adına yaptırıldığını, “...” unvanı üzerinde davacının ne kadar hakkı var ise gayri resmi fiili ortaklık nedeni müvekkilin de o derece hakkı bulunduğunu, davacının üstün hak iddiasında bulunamayacağını, “...” adı ile özdeşleştirilen "... ... Usta" olarak tanınan davalının kimsenin hakkına tecavüzde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı yanın "..." isminin ilk kullanımına yönelik bağımsız bir hakkının bulunmadığı, adın üç ortak tarafından açılan işyerinde ilk kez kullanıldığı ve tüm ortakların bu isim üzerinde kullanım haklarının bulunduğu, davalının "..." ismine kendi adını eklemek sureti ile kullanmasının haksız bir yanı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.