12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/8073 Karar No: 2011/25134
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/8073 Esas 2011/25134 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 20/01/2011 tarihli ve 2011/44-2011/25 numaralı kararı incelendi. HUMK'nun 443/4. maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan ilamların icraya konulabilmesi için kesinleşmelerine gerek yoktur. Somut olayda, takip konusu taşınmazın taraflar arasında aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmadığından şikayet reddedilmelidir. Karar İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozuldu. HUMK'nun 443/4. ve 428. maddeleri gereği gayrimenkule ve ayni haklara dair hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği belirtilmektedir.
12. Hukuk Dairesi 2011/8073 E. , 2011/25134 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 20/01/2011 NUMARASI : 2011/44-2011/25
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : HUMK."nun 443/4. maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 3. Cilt, Sahife 2212). Somut olayda takip konusu Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 21/09/2010 tarih 2008/211 Esas, 2010/284 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; dava dilekçesindeki talep doğrultusunda davaya konu taşınmazın 2010 m2 lik bölümüne borçlu şirket tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine ve taşınmaz üzerindeki bina ve müştemilatı ile sair muhtesatın kal"ine (yıkılmasına) karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, taraflar arasında taşınmazın aynı ihtilaflı olmayıp, ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.