17. Hukuk Dairesi 2015/16008 E. , 2018/8340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan ..."un sevk ve idaresinde bulunan diğer davalı ..."e ait aracın davacının lastiği patlayan aracın lastiğini otoyolda değiştirmek isterken çarpması sonucunda yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 20.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kusurun tamamen davacı tarafta olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 17.020,00 TL maddi 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 07/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dosya kapsamına göre, mahkemece hükme esas alınan 17.04.2015 havale tarihli hesap bilirkişisi raporunun davalılar vekiline 05.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu fakat rapora karşı itiraz süresi dolmadan 08.05.2015 tarihinde davanın esası hakkında karar verilmiş olduğu görülmektedir.
T.C. Anayasası"nın 36/1. maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmü düzenlenmiştir. Yine 6100 Sayılı HMK"nın 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir. Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür. Bu husus da usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir.6100 Sayılı HMK"nın 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir.
Somut olayda, davalılar vekiline mahkemenin hükme esas aldığı tazminat hesabı bilirkişi raporunun 05.05.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak rapora karşı varsa itirazları alınmaksızın, iki haftalık itiraz süresi dolmadan 08.05.2015 tarihli celsede davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmuş olduğu belirtilmiş ise de dosya kapsamından davalılar vekilinin bahsi geçen rapora karşı beyan dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, hesap bilirkişisi raporunun davalı vekiline usule uygun şekilde tebliğ edilmesi sonrasında itiraz süresi beklenerek davalıların itiraz hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin
toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalıların itiraz ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davalı vekili 08.05.2015 tarihinde davanın aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının yapıldığı ... ... A.Ş"ye ihbarını talep etmiş olup mahkemece ihbar ile ilgili herhangi bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 27/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.