12. Hukuk Dairesi 2019/7082 E. , 2020/4274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülerek icra emrinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 12.04.2017 olarak düzeltilmesinin ve satışın iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince, satış ilanının 28.02.2017 tarihinde borçluya tebliğ edildiği ve usulsüzlüğünün ileri sürülmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından satış ilanının da usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-b(2) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile icra emrinin tebliğ tarihinin 12.04.2017 olarak düzeltilmesine, satışın iptali talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği görülmüştür.
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Yine Hukuk Genel Kurulu"nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, tebligatın usulsüzlüğünü, şikayet yolu ile icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir.
HMK’nın dava dilekçesinin içeriği başlıklı 119. maddesinin 1. fıkrasında dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği, dayanılan hukuki sebeplerin gösterileceği, aynı Kanunun 319. maddesinde ise iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının dava açılmasıyla başlayacağı belirtilmiştir. Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır.
Somut olayda, borçlu tarafından icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de satış ilanının 28.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği ve şikayet dilekçesinde borçlu tarafından açıkça satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmediğine göre, borçlunun icra emrinden ve kıymet takdir raporundan en geç satış ilanının tebliğ edildiği 28.02.2017 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, borçlu satış ilanının tebliğinden itibaren İİK’nin 16/1. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süre içinde icra mahkemesine şikayette bulunmadığından, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine dair ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 14.02.2019 tarih ve 2018/1443 E. - 2019/355 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.