14. Hukuk Dairesi 2015/12228 E. , 2016/3105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.02.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davada tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kabulüne dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalılardan ... ve ... ile diğer davalı ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, yüklenici ..."ın bu sözleşme gereği inşaat bitiminde kendisine ait olacak bağımsız bölümlerden 8 numaralı bağımsız bölümü, 70.000,00 TL bedel karşılığında, müvekkili ..."e 01.12.2009 tarihli yazılı sözleşme ile satmış olduğunu, davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu yapı tamamlanmış olmasına ve tüm taleplerine rağmen tapuda devir yapılmadığını, 8 nolu bağımsız bölüme ait tapu kaydının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline, mümkün olmadığı taktirde satış sözleşmesindeki bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı arsa sahipleri, davacı ile aralarında her hangi bir sözleşme bulunmadığını, yüklenici tarafından bu yerin davacıya satıldığı beyan edilirse ve ayrıca yüklenicinin üzerine düşen sorumluluk ve sözleşme şartı olan iskan ruhsatını tamamlaması halinde tescile hazır olduklarını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesinin 11. maddesinde "yüklenicinin hiçbir şekilde mal sahiplerinin haberi ve muvafakatı olmadan mukaveleyle veya senetle dükkan veya daire satamaz" ibaresinin bulunduğunu, 5098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 183/2 fıkrası uyarınca devir yasağı, alacağın temlikini geçersiz kılmakta olduğunu, temlik alanın bu hakkını kendilerine ileri süremeyeceğini, belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı yüklenici, yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi neticesinde 8 nolu bağımsız bölümü davacı ..."e sattığını, satış bedelini de tamamen aldığını, tapu devir işleminin davacı adına yapılmasına muvafakat ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın reddine, alacak talebi yönünden ise yüklenici yönünden davanın kabulü ile diğer davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı sağlayan arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile
“tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm
satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek açılan tescil davasını kabul edilebileceği” benimsenmiştir.
Bu tür davalarda mahkemece öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki iskan koşulu (oturma izni) v.s. diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Bunun için de davaya konu temlik işleminin geçerli olup olmadığı, arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicinin borçlarının neler olduğunun sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacının arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanununun 97. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz.
Yapılan bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; Davalılar arasında resmi şekilde düzenlenen 22.10.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca, davalı yüklenicinin diğer davalıların maliki olduğu 1080 ada 10 parsel sayılı arsa üzerine bir bina yapım işini yüklendiği ve çekişmeli bağımsız bölümün yükleniciye bırakıldığı görülmektedir.
Mahkemece, mahallinde keşif yapılarak, 22.10.2008 tarihli eser sözleşmesi uyarınca inşaatın fiziki seviyesi saptanmalı, bu konuda teknik bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınmalı, eksik iş varsa bu işlerin bedeli saptanmalı, ayrıca sözleşme uyarınca yüklenicinin yükümlülükleri arasında bulunan inşaat ile ilgili olarak ödenmesi gerekli belediye hissesi,.... primleri, Maliyeye yapılacak ödemeler ve sair ödemelerin bulunup bulunmadığı Belediye,.. ve Maliyeden yazışma yapılarak saptanmalı, eksik iş bedeli ve sözleşmenin 11. maddesine göre devir yasağı bulunduğu belirtilmiş ise de davalıların kötü niyetli olup olmadıkları araştırılarak varsa borçlarını depo etmesi için davacıya mehil verilmeli, bu bedeller depo edildiğinde sözleşme ifa ile sonuçlanmış olacağından istemi hüküm altına almalı, aksi takdirde arsa sahipleri yönünden dava reddedilmelidir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.