14. Hukuk Dairesi 2015/6485 E. , 2016/3104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl davada davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.01.2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men"i, karşı dava ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl davada davacılar, 10 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduklarını, davalının binasının bu taşınmaza tecavüzlü olduğunu, taşkın bina nedeniyle tecavüzünün önlenmesi, müdahalenin men"ine ve kal"ine, geriye yönelik olarak 5 yıllık ecrimisil bedeli ile yıkım bedeline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, 1974 senesinde inşaatın ruhsatlı olarak yapıldığını, gerekli ölçümlerin yapıldığını, 1995 senesinde binaya kat ilavesi için alınan ruhsat sırasında da bu ölçümlerin yeniden yapıldığını, herhangi bir taşma görülmediğini, sonradan kadastro uygulaması ile değiştirilmiş olabileceğini, parsel sınırlarının kayması ile oluşan bu durum için kötüniyetli olarak kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise iyiniyetli olduğundan bahisle Türk Medeni Kanunu"nun 725. maddesine göre taşkın kısmın temliken tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- “Bir işin yapılmasına veya yapılmamasına dair olan ilamlar” başlığını taşıyan İcra ve İflas Kanununun 30. maddesi gereğince; “Bir işin yapılmasına mütedair ilam icra dairesine verilince icra memuru 24"üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya ilamda gösterilen müddet içinde ve eğer müddet tayin edilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanlarını tayin ederek işi yapmayı emreder. Borçlu muayyen müddetlerde işe başlamaz veya bitirmez ve iş diğer bir kimse tarafından yapılabilecek şeylerden olur ve alacaklı da isterse yapılması için lazım gelen masraf icra memuru tarafından ehlivukufa takdir ettirilir. Bu masrafın ilerde hükme hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunup kendisine verilmek üzere ifasına alacaklı muvafakat ederse alınıp hükmolunan iş yaptırılır. Muvafakat etmezse ayrıca hükme hacet kalmadan borçlunun kafi miktarda malı haciz ile paraya çevrilerek o iş yaptırılır.
İlam, bir işin yapılmamasına mütedair olduğu takdirde icra dairesi tarafından ilamın hükmü borçluya aynı müddetli bir emirle tebliğ olunur. Bu emirde ilam hükmüne muhalefetin 343. maddedeki cezayı müstelzim olduğu yazılır..."
Somut olayda mahkemece, İİK’nun 30. maddesine aykırı olarak kal bedeli olan 20.072,40 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine yönelik hüküm kurulamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu yanlışlığın giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı- karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının bir numaralı bendindeki "kal miktarı olan 20.072,40 TL kal bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya (dahili davacıya) ödenmesine” ibaresinin hüküm sonucundan çıkartılmasına; hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.