22. Hukuk Dairesi 2018/11082 E. , 2018/19919 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı taraf dava dilekçesi ile; Kendisinin davalı işveren yanında 23.07.2012 tarihinden bu yana çalıştığını, davalı kurumun Kamu Kurumu olması nedeni ile 6772 sayılı kanunu dayanak göstererek müvekkilinin hak etmiş olduğu ilave tediye alacağının olduğunu iddia ederek; 1.000,00 TL ilave Tediye Alacağının fazlaya ilişkin ve ek dava haklarının saklı tutmak kaydıyla yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece "DAVANIN KABULÜ ile; 10.441,03 TL net ilave tediye ücreti alacağının 1000,00 TL sinin dava kalan kısmının ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte.davalıdan alınarak davacıya verilmesine. " karar verilmiştir.
Mahkemece 31/07/2017 tarihli ek karar ile de " istinaf yoluna başvuru ve istinaf karar harcının tamamlatılması konusunda 12/06/2017 tarihinde tebliğ olunan muhtıraya rağmen yasal süre içerisinde eksiklik tamamlanmadığından, HMK"nun 434/3 maddesi gereğince Davalı tarafın istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına, " karar verilmiştir.
Davalı Yenişehir Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Vakfı Başkanlığnın istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince davalıya eksik harcın tamamlanması için muhtıranın 12/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen harcın 08/08/2017 tarihinde yatırılmış olduğu anlaşıldığından ek karara karşı istinaf talebinin HMK"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
İstinaf talebinden vazgeçilmiş sayılmasına dair İlk derece Mahkemesince verilen ek kararın istinaf başvurusunun da reddedilmesi üzerine davalı tarafça temyiz yoluna başvurulmuş olup bu aşamada öncelikle davalı tarafa gönderilen muhtıranının usulüne uygun olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/19-286 Esas- 2010/330 Karar sayılı kararında bir muhtıranın geçerli olması için gereken özellikler belirtilmiştir. Buna göre;
Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödendiğinin anlaşılması halinde muhtıra gönderilerek kararı veren Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından yedi günlük kesin süre içinde harç ve giderin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Bu kararın da temyiz edilmesi halinde 432’nci maddenin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından “temyiz harç ve giderlerinin tamamlanması için yedi günlük kesin süre” verilmesi ve ayrıca yazılı olarak “aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu”nun bildirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle muhtırada Hâkim veya Mahkeme Başkanı’nın sicili ve imzası bulunmalıdır. Muhtıra Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından imzalanmadan verilmişse, dolayısıyla da Hâkim tarafından usulünce düzenlenmiş muhtıra yoksa geçerli bir bildirimin yapıldığından söz etmeye de olanak yoktur.
Mahkeme Yazı İşleri Müdürü’nün veya Kalem personelinin temyiz harcı veya giderinin tamamlanması için temyiz edene süre vermesi veya tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıra usule aykırıdır, Mahkeme Yazı İşleri Müdürü’nün veya Kalem personelinin vermiş olduğu süre ya da tebligat zarfı üzerine ihtar/uyarı şeklinde yazılan ve Hâkim imzası taşımayan muhtıra üzerine temyiz harcını veya giderini ödememiş olan taraf, temyiz talebinden vazgeçmiş sayılamaz.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; bu açıdan ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. Örneğin, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıra geçersiz olacaktır.
Somut olayda, Mahkemece, davalı tarafa gönderilen muhtıraya eksik harcın dosyaya yatırılması gerektiğinin yazıldığı böylelikle gönderilen muhtıranın usulüne uygun olmadığı, davalı tarafından da muhtırada belirtilen harcın 08.08.2017 tarihinde yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Anılan sebeplerle, davalıya gönderilen muhtıra usulsüz olduğundan, muhtıra tebliğine rağmen harcın süresinde tamamlanmaması sebebi ile davalının istinaf istemininden vazgeçmiş sayılmasına dair karar tesisi hatalı olup, Mahkemece verilen 31.07.2017 tarihli ek kararın ve bu karara karşı yapılan istinaf başvuru üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen 09.04.2018 tarihli KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, asıl karara ilişkin istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.