
Esas No: 2021/25039
Karar No: 2022/4826
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/25039 Esas 2022/4826 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/25039 E. , 2022/4826 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelenmesi neticesinde;
Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK’nın 116/2-4, 119/1-c, 32/2. maddeleri uygulanarak hesap edilen 1 yıl 8 ay hapis cezasından, aynı Kanun'un 62. maddesine göre 1/6 oranında indirim yapıldığında sanığa 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verilmesi yerine, hatalı şekilde 1 yıl 4 ay 10 gün şeklinde eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
TCK'nın 32/2. maddesi hükmüne göre, kusur yeteneği tam olarak kalkmamış olmakla birlikte, işlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişinin mahküm olduğu hapis cezasının, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine çevrilmesine olanak tanındığından, mahkemece sanık hakkında işlediği suçlar nedeniyle verilen hapis cezalarının süresinin tamamı veya bir kısmı için yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu için 1 yıl 4 ay 10 gün hapis ve mala zarar verme suçu için 2 ay 23 gün hapis cezasına ve bu süreler kadar da koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri olarak sanığın yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında tedavi altına alınmasına şeklinde infazda tereddüt oluşturacak tarzda karar verilmesi ve TCK 57/2. maddesi gereğince "hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastasının yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenecek raporda toplum sağlığı açısından tehlikeliliğinin önemli ölçüde ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece serbest bırakılmasına" şeklinde karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından B-7,8 ve C-6,7 bentlerinin çıkarılarak yerine “sanık hakkında işlediği suçlar nedeniyle verilen hapis cezalarının süresinin tamamı veya bir kısmı için yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasınahakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastasının yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenecek raporda toplum sağlığı açısından tehlikeliliğinin önemli ölçüde ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece serbest bırakılmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b maddesine konu hırsızlık suçunun “2 yıldan 5 yıla kadar hapis” cezasını gerektirdiği, ilgili nitelikli halin suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile yapılan değişiklik ile söz konusu suçun 142/2-h maddesine taşınarak cezasının “5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası” olarak değiştirildiği, söz konusu değişiklik sanık aleyhine olduğundan 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesinin “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklindeki amir hükmüne göre suç tarihine göre lehe olan yasal hükümlerin uygulanarak temel cezanın asgari hadden belirlenmek istenmesi halinde 2 yıl hapis cezasının temel ceza olarak belirlenmesi gerekirken hükümlerde suç tarihinden sonra sanık aleyhine yapılan yasal değişikliğe istinaden 5 yıl hapis cezasının temel ceza olarak belirlenerek sanık hakkında fazla cezaya hükmedilmesi,
Kabule göre ise;
TCK'nın 32/2. maddesi hükmüne göre, kusur yeteneği tam olarak kalkmamış olmakla birlikte, işlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişinin mahküm olduğu hapis cezasının, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine çevrilmesine olanak tanındığından, mahkemece sanık hakkında işlediği suçlar nedeniyle verilen hapis cezalarının süresinin tamamı veya bir kısmı için yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hırsızlık suçu için 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezasına ve bu süre kadar da koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri olarak sanığın yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında tedavi altına alınmasına şeklinde infazda tereddüt oluşturacak tarzda karar verilmesi ve TCK 57/2. maddesi gereğince "hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastasının yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenecek raporda toplum sağlığı açısından tehlikeliliğinin önemli ölçüde ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece serbest bırakılmasına" şeklinde karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 04/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.