
Esas No: 2019/5297
Karar No: 2020/1247
Karar Tarihi: 26.02.2020
Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/5297 Esas 2020/1247 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2019 tarihli, 2018/535 esas ve 2019/72 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 25/10/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında 23/03/2017 tarihinde işlediği “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nca yürütülen soruşturma sonucunda, 11/08/2017 tarihli ve 2017/125672 soruşturma, 2017/4001 sayılı sayılı karar ile beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın 23/08/2017 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, 16/10/2017 tarihinde infazı için İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderildiği, İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce infaz işlemlerine başlandığı, mernis adresi itibariyle dosyanın yetkisizlik şerhi ile kapatılarak 14/02/2018 tarihinde Patnos Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderildiği,
2- Patnos Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 16/02/2018 tarihli çağrı yazısının doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 15/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin müdürlüğe başvurmadığı, 27/03/2018 tarihli ısrar uyarısını içeren çağrı yazısının doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, mernis adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 09/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle, İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 26/04/2018 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verilerek 02/05/2018 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderildiği,
3- İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nca erteleme kararı kaldırılarak 01/08/2018 tarihli, 2017/125672 soruşturma, 2018/36583 esas ve 2018/30003 sayılı iddianame ile TCK’nın 191/4-a maddesi yollamasıyla TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi"ne kamu davası açıldığı,
4-Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2019 tarihli 2018/535 esas ve 2019/72 sayılı kararı ile,
“Her ne kadar sanık hakkında TCK"nın 191/1 hükmü uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, Patnos Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 16/02/2018
ve 20/03/2018 tarihli uyarılı davetname yazılarının sanığın mernis adresine doğrudan tebliğe çıkarılarak köy muhtarına tebliğ edilmesi üzerine sanığın denetimli serbestlik koşulunu ihlal ettiğinin öne sürülmüş olması ve tebliğ evrakının muhatabın adresine öncelikle davetiye çıkarılıp bila tebliğ döndüğü takdirde bu defa TK 21/2. meşruhatlı davetiye çıkarılabileceği, bu şekil şartının gözardı edildiği, usulüne uygun bir tebligattan söz edilemeyeceği anlaşılmakla yüklenen suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK 223/2-a hükmü uyarınca sanığın BERAATİNE,
Denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda gereğinin takdiri yönünden Cumhuriyet Başsavcılığına karar kesinleştiğinde kararın bir örneğinin gönderilmesine,” karar verildiği, kararın 25/01/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
5-İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nca yargılamaya devamla esastan bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna gidilmesinin talep edildiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nca verilen 11/08/2017 tarihli ve 2017/125672 soruşturma, 2017/4001 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirini ihlâl ettiği gerekçesi ile hakkında kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine ve denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda gereğinin takdiri yönünden İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"na ihbarda bulunulmasına dair İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/01/2019 tarihli ve 2018/535 esas, 2019/72 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında sanığın tedbire uymadığı ve bu nedenle sanık hakkında aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davası açıldığı, ancak mahkemece denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çıkartılan tebligatların usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde, "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, ...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemeler yer aldığı, yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesinde, "Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, ...Hallerinde verilir." biçiminde bir düzenlemeye yer verildiği;
Somut olayda ise sanığın üzerine atılı uyuşturucu madde kullanma fiilinin kanunda suç olarak tanımlanmış olduğu, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, Yargıtay 20. Ceza Dairesi"nin 14/09/2015
tarihli ve 2015/8259 esas, 2015/3572 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraat kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve 2018/535 esas, 2019/72 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 11/08/2017 tarihli ve 2017/125672 soruşturma, 2017/4001 sayılı karar ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin denetimli serbestlik tedbirini ihlâl ettiği gerekçesi ile hakkında kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından çıkartılan tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle yüklenen suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a hükmü uyarınca sanığın beraatine, denetimli serbestlik işlemlerinin devam edip etmeyeceği hususunda gereğinin takdiri yönünden Cumhuriyet Başsavcılığına karar kesinleştiğinde kararın bir örneğinin gönderilmesine, karar verildiği anlaşılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, ...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklinde düzenlemelerin yer aldığı,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesinde, "Beraat kararı; a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması ...hallerinde verilir" düzenlemesine yer verildiği,
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde ; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemenin yer aldığı,
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazılarının öncelikle bilinen en son adrese, mernis adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, sanığın mernis adresine doğrudan ./..
Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatların geçerli sayılamayacağı, mahkemenin tebligatların usulüne uygun olmadığına yönelik değerlendirmesinin bu nedenle yerinde olduğu, ancak ; hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmiş olan sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile beraat kararı verilemeyeceği, aksi halde uyuşturucu madde kullanmak suçundan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davası hakkında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın beraatine ve denetimli serbestlik işlemelerinin devam edip etmeyeceği hususunda gereğinin takdir ve ifası için karardan bir örneğinin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması ve davanın esasını çözen beraat kararıyla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına karar verilerek hükmün karıştırılması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D)Karar:
Açıklanan nedenlere göre; kamu davası hakkında durma kararı verilerek, kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın beraatine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve 2018/535 esas, 2019/72 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,26/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.