11. Hukuk Dairesi 2016/4671 E. , 2017/2423 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/06/2015 tarih ve 2011/2067-2015/585 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirket ile aralarında ticari ilişki söz konusu olduğunu, davalı şirketin doğan alacak tutarı için ... Şubesine ait 8005221 nolu 15/01/2009 tarihli 3.499,41 TL"lik müşteri çekini ciro yolu ile müvekkiline verdiğini, çekin tahsil amacıyla müvekkili çalışanı tarafından bankaya götürüldüğü sırada çalınarak zayi olduğunu, zayi nedeniyle ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/3131 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın devamı sırasında dava konusu çekin ...Ve San. Ltd. Şti. tarafından ibraz edildiğinin bildirildiğini, söz konusu çekin ibraz edenden alınması için ... 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1116 Esas sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığını, istirdat davasında davalı şirketin çekin kendilerinde olmadığını beyan ettiğini, çek bedelinin tahsilinin imkansız hale geldiğini, çek bedelinin tahsili için davalı şirkete talepte bulunduklarını, taleplerinin reddedildiğini, davalı şirketin dava konusu alacak tutarı kadar sebepsiz zenginleştiğini beyan ederek, 3.499,41 TL"nin çekin ödeme tarihi olan 15/01/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; çeki kendi borcu için davacıya ciro ve teslim ettiğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin davalı şirket ile ticari ilişki içerisine girdiği, davacı şirketin satış ve teslimini yaptığı kimya ürünleri için davalı şirketten 3.499,41 TL karşılığında çek aldığı, alınan çekin zayi olduğu, davacı şirket tarafından açılan kıymetli evrakın iptali davasında söz konusu çekin dava dışı ... tarafından bankaya ibraz edildiğinin anlaşıldığı, davacı şirketçe zayi olan çek bedelinin davalı şirketten talep edildiği, ancak davalı şirketin satın aldığı mal karşılığı çek vermekle davacıya karşı borcunu yerine getirdiği, söz konusu çekin zayi olması dolayısıyla davalı şirketten tekrar alacak talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/04/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, temel ilişkiye dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamı uyarınca, davanın tarafları arasındaki satım ilişkisi çerçevesinde, davacı yanca davalı yana mal satışı yapıldığı ve mal bedeli karşılığında davalı yanın, yeddindeki 15.1.2009 keşide tarihli ve 3.499,41 TL değerindeki müşteri çekini cirolayıp davacı yana verdiği, söz konusu çekin ise davacı yeddinde iken yitirildiği, çekin daha sonra üçüncü kişilerin eline geçtiği ve bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığı anlaşılmakta olup tüm bu hususlar taraflar arasında uyuşmazlık konusu da değildir.
Davacı yan, işbu davada temel ilişkiye dayalı alacağın tahsilini talep etmekte, davalı yan ise ödemenin çekle yapılması nedeniyle borcun sükut ettiğini, davacı yeddinde iken kaybolan çekin ibrazı halinde mükerrer ödeme yapmak zorundu kalacağını ileri sürerek def"ide bulunmaktadır.
Davalının savunması, mahkemece bu konuda herhangi bir yasa maddesine atıfta bulunulmamış ise de, dava tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nın 557 ve 558. maddesine delalet etmektedir. Gerçekten de, eTTK"nın 692 vd. maddelerinde tanımlanan niteliği ile çekler bakımından da uygulanması gereken kıymetli evraka ilişkin yukardaki yasa maddeleri uyarınca, kıymetli evrakta mündemiç hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemez ve kıymetli evrakın borçlusu ancak senedin teslimi halinde ödeme ile mükellefir. Ancak, söz konusu yasa hükümleri, kıymetli evrakın geçerliliğini koruduğu ve ona dayanma olanağı bulunduğu sürece temel borç ilişkisinin ve bu ilişkiye dayalı alacağın dava konusu yapılamayacağı anlamına gelmektedir. Bir başka söyleyişle, kıymetli evrakın borçlu bakımından geçerliliğini yitirmesi ve alacaklının artık ona dayanma olanağı bulunmaması halinde borçlunun senedin ibrazını isteme hakkı ve buna bağlı olarak temel ilişkiden kaynaklanan borcunu ödemeden kaçınması mümkün değildir (bkz. ...Uygulamada Ticari Senetler, sh.6, p.3"deki açıklamalar ve atıf yapılan Dairemizin 25.4.1978 gün ve 1978/2055-2164 sayılı kararı).
6762 sayılı TTK"nın 726. maddesi, çeklerde, gerek hamil ve gerekse de ödemede bulunan cirantalar bakımından zamanaşımının 6 ay olduğu hükmünü içermektedir. Keza, yine 818 sayılı BK"nın 114. maddesi uyarınca, mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması, borcun tecdidi anlamına gelmediğinden, borç için mücerret kambiyo senedi düzenlenmiş olması, borcun ödendiğini göstermez.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut davaya bakılacak olursa, taraflar arasındaki temel ilişki çerçevesinde davacıya verildiği ve onun elinde iken ziyaa uğradığı uyuşmazlık konusu olmayan çeke dayalı olarak davacının davalıdan bir talepte bulunması maddeten imkansızdır. Yine dosyada mevcut ceza soruşturma evrakından da çekte davacıdan sonra gelen ciranta ve hamilin de mezkur çeki, çalıntı olduğunu anladıkları için çekte ciro imzası bulunmayan bir şahsa iade ettiklerini beyan ettikleri, davalıya yöneltilmiş bir ödeme iradesi yahut icra takibi de bulunmadığı anlaşılmakta olup bu vakıalardan ve 6762 sayılı TTK"nın 726. maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, mezkur çek, davalı müracaat borçlusu bakımından zamanaşımına uğramış olup kendisinden tahsil kabiliyetini yitirmiştir. Şu halde, artık, davalının TTK"nın 557 ve 558. maddelerine dayalı savunmasının kabulü mümkün olmayıp, davacının temel ilişkiye dayalı ve halen ödenmeyen alacağının tahsiline karar verilmesi gerekir.
Tüm bu nedenlerle, yerel mahkeme kararının davacı yararına bozulması kanısında olduğumuzdan Dairemiz çoğunluğunun davanın reddine ilişkin kararın onanmasına dair kararına katılamıyoruz.