16. Hukuk Dairesi 2015/17693 E. , 2017/7718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Hazine tapusunun oluşturulduğu tarihten önce taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğinin mülk edinmek için yeterli süreye ulaşıp ulaşmadığının araştırılmadığı açıklanarak yeniden keşif yapılması, keşifte yerel bilirkişiler, tanıklar ve tespit bilirkişileri ile belirtmelik tutanağında adları geçen ve sağ olan kişiler dinlenerek Hazine tapusunun oluştuğu tarihten önce taşınmaz üzerinde davacı yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, beyanlar arasında çelişki doğduğu takdirde bu çelişkilerin giderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1000 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi, mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu doğar. Bu ilke kamu düzenine ilişkindir. Bozma ilamında; taşınmaz üzerinde davacı yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gereğine değinilmiştir. Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın öncesinden beri davacının kullanımında olduğunu ve 1962 yılından önce taşınmazın 20 yıl süre ile davacı zilyetliğinde bulunduğunu belirtmiş ise de; dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden taşınmazın 1962 yılında yapılan toprak tevzi çalışmaları sırasında 538 parsel numarası ile Hazine adına tapu kaydının oluşturulduğu, 1970 yılında dağıtımı yapılarak dava dışı İsmail Yıldız adına temlik edildiği, bilahare 1973 yılında ise taşınmazın 6. sınıf tarım dışı arazi çıktığı gerekçesi ile temlikin iptal edilerek tekrar Hazine adına tescil edildiği anlaşılmakta olup, bu durumda taşınmazın davacı tarafından toprak tevzi çalışmaları öncesinden itibaren kullanıldığına yönelik beyanlar ile taşınmazın 1973 yılında tarım dışı arazi olduğuna yönelik tespit arasında çelişki oluşmuştur. Ne var ki; mahkemece, sözü edilen bu çelişki üzerinde durulmamış, bu tür durumlarda, taşınmazdaki kullanım durumunu ve taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmaz üzerinde davacı lehine Hazine tapusunun oluşumundan evvel
zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmemiştir. Öte yandan taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde taşınmazın aktif dere yatağında bulunup bulunmadığı hususunda jeolog bilirkişiden rapor da alınmamıştır. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, Hazine tapusunun tesis tarihi olan 1962 yılından geriye doğru (en geç 1962 yılı) en eski tarihli hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı"ndan istenilmeli, eski tarihli memleket haritaları ve uydu fotoğrafları da getirtilerek dosya ikmal edilmelidir. Bundan sonra, taşınmazın belirtmelik tutanağında meradan açıldığının belirtilmesi nedeni ile komşu köylerden seçilecek taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız 3 kişilik yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, ziraat mühendisi, jeolog ve jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel ve tespit bilirkişileri ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, davacı ve murisleri tarafından kullanılıp kullanılmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususu tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, taşınmaz üzerinde toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1962 yılından öncesinde tarım yapılıp yapılmadığı, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, komşu mera parselinden ne suretle ayrıldığı hususları sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama sırasında dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişki yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, teknik bilirkişi heyetine yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliği, eski tarım arazisi olup olmadığı, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü ve taşınmazın komşu mera parselinden ne şekilde ayrıldığı konusunda, jeolog bilirkişiden ise taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 46. madde koşullarının davacı taraf yararına oluşup oluşmadığı tartışılmalı, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 09.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.