23. Hukuk Dairesi 2014/5893 E. , 2015/4855 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı yetkilisince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin uluslararası düzeyde mal ve hizmet tanıtımı için tesis ettiği internet sitesinde davalının mal ve hizmetlerini tanıttığını, davalının satın aldığı hizmet için 11.09.2011 tarih ve 010264 nolu üyelik sözleşmesi imzaladığını, bu hizmet için 26.10.2011 tarih ve...sayılı fatura kesildiğini, davalı şirketin mal ve hizmet satışlarını ... isimli sitesinde tanıtmaya başladığını ve edimini yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin sözleşme bedelini ödemediğini, şifahi taleplere de cevap vermemesi ve borcunu ödememesi üzerine girişilen takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminata karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının HMK"nın 220. maddesi uyarınca ihtarlı tebligata rağmen sözleşmesini sunmadığı, davacı ile davalı arasında dosya içinde faks çıktısı sunulan sözleşmenin 11.09.2011 tarihinde yapıldığının anlaşıldığı, bu sözleşmeye göre davacının internet sitesi kurmak ve davalının mallarını internet aracılığı ile tanıtmak yükümü altına girdiği, davalının ise verilen hizmetin karşılığının ödenmesi edimini yüklendiği, davacının edimini kısmen de olsa yerine getirmesine rağmen davalı tarafın ödemesi gereken ücreti ödemediği, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın 4.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, icra inkar tazminatı ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı yetkilisi temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesinde “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir" hükmüne; Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 20. maddesinde "Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır." hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasa"nın 13. maddesinde ise “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” hükmüne; Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 21. maddesinde ""Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır."" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda Ticaret Sicil Memurluğu"nun 29.07.2013 tarihli cevabi yazısı ile, şirketin adresinin "..." olduğu bildirilmiştir. Davalı şirket adına önce farklı kapı numarası içeren "... . ..." adresine tebligat yapılmaya çalışılmış, daha sonra Ticaret Sicil Memurluğu"nca bildirilen adrese gönderilen ve HMK"nın 220. maddesi uyarınca davalının elinde bulunan belgeleri sunması ihtaratını içerir tebligat ise, muhatabın adreste bulunmadığına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmeksizin Hilal Sarı imzasına tebliğ olunmuştur. Davalı şirket yargılamaya katılmamıştır. Anılan yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak davalı şirkete dava dilekçesinin usulüne uygun tebliği yapılmadığı gibi, diğer tebligatların da usulsüz olduğu anlaşılmıştır.
Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6, 1982 Anayasası"nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Dava dilekçesinin tebliği ile davalı savunma hakkını kullanma olanağını kazanır ve cevap süresi işlemeye başlar. Esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliği zorunludur.
Açıklanan bu ilkeler doğrultusunda mahkemece, dava dilekçesi davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilerek, iddia edilen hususlar hakkında savunma hakkı verilip, varsa usule ya da esasa ilişkin savunma ve delilleri üzerinde durulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın yokluğunda dava görülerek hüküm tesisi, anılan düzenlemelerin öngördüğü adil yargılanma hakkının ihlâli ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğundan doğru görülmemiştir.
2)Bozma nedenine göre, davalı yetkilisinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı yetkilisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.