16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4270 Karar No: 2018/4675 Karar Tarihi: 29.11.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4270 Esas 2018/4675 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kararın mahkeme tarafından incelenmesi sonucunda, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunun kanunda öngörülen şekilde işlediği kesinleştirilmiştir. İncelemeler sonucunda, yargılamanın usulüne uygun olarak yapıldığı, delillerin hukuki açıdan geçerli olduğu ve vicdani kanaate dayanılarak verilen kararın doğru olduğu sonucuna varılmıştır. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin yeterli değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, temyiz davası reddedilmiştir. Kararda, TCK'nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına hükmedildiği belirtilmiştir. Bu maddeler, silahlı terör örgütüne üyelik suçunu düzenleyen ve cezalarını belirleyen maddelerdir.
16. Ceza Dairesi 2018/4270 E. , 2018/4675 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ile 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE, Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Toplanan deliller suçun sübuta erdiği hususunda vicdani kanaatin oluşması için yeterli olup, şüpheye yer bırakmamış olması karşısında; sanığın Bylock kullanıp kullanmadığının tespiti için ayrıntılı Bylock tespit değerlendirme raporunun beklenmemesi sonuca etkili görülmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 29.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.