11. Hukuk Dairesi 2015/14769 E. , 2017/2404 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/06/2015 tarih ve 2013/107-2015/196 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "...", "... ...", "... ..." vs. ibareli ve "..." asıl unsurlu çeşitli markalarını bir çok ülkede. tescil ettirdiğini, ibarenin müvekkil tarafından tanınmış hale getirildiğini, davalı ..."in iltibas oluşturacak "..." ibaresinin tescili için kötüniyetle 08.11.2010 tarihinde 2010/71162 sayılı başvuruyu yaptığını, müvekkili tarafından ileri sürülen itirazların ... kurulunca nihai olarak reddedildiğini, ... Sözleşmesine göre menşe ülkede tescil edilmiş markanın ve ayrıca müvekkilinin "..." unsurlu ticaret unvanın korunacağını, müvekkili markasının Türkiye"de de tanındığını ileri sürerek ... ..."nun 2013-M-1517 sayılı kararının iptalini, davalı adına kayıtlı "...+ŞEKİL" markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili kurumun kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davacının ticaret unvanı üzerinde tekel hakkı bulunduğu, 556 sayılı KHK"nın 8/5 maddesi uyarınca hak sahibinin marka başvurusuna itiraz edebileceği, tescilli ticaret unvanının sınai mülkiyet hakları arasında yer aldığı, taraf markalarının kapsadığı hizmetlerin aynı/aynı tür olduğu, davacı markaları olan "...", "..." markalarının da başvuruya konu davalı markası ile karıştırılacak derecede benzerlik taşıdığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında tescil engelinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... ..."nın 2013-M-1517 sayılı kararının iptaline, 2010/71162 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, ... ... kararının iptali ve davalı ... adına başvurusu yapılan markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı ticaret unvanının 556 sayılı KHK"nın 8/5 maddesi uyarınca sınai mülkiyet hakkı kapsamında bulunduğu, ayrıca davacının itirazına dayanak gösterdiği markaların da aynı KHK"nın 8/1-b maddesi uyarınca tescil engeli oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, davacının itiraza mesnet 2008/67458 ve 2008/45706 sayılı markalarının hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru tarihinden önce hükümden düştüğü, 2010/78956 sayılı markanın ise başvurudan sonraki tarihli olduğu anlaşılmaktadır. 556 sayılı KHK"nın 8/son fıkrasında bir markanın yenilenmeme nedeniyle koruma süresinin dolmasından sonra iki yıl içerisinde aynı veya benzer markanın, aynı veya benzer mal ve hizmetler için yapılan tescil başvurusu itiraz üzerine reddedileceği, 35/2. maddesinde ise 8. maddenin son fıkrası çerçevesinde yapılacak itirazın, itiraz eden kişinin markasını bu süre içerisinde kullanmaması halinde reddedileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından davacının, hükümden düşen 2008/67458 ve 2008/45706 sayılı markalarının başvuru tarihinden önce Türkiye"de kullanıldığı ispatlanamadığından, 2010/78956 sayılı markanın da daha sonraki tarihte başvurusu yapıldığından bu markaların benzerliğe esas alınması yerinde olmadığı gibi, davacının yurt dışında tescilli ticaret unvanını, davalı ..."in marka başvurusundan önce Türkiye"de Paris Sözleşmesinin 8. maddesi anlamında, aynı faaliyet alanında ve tescilsiz olarak kullandığı da ispat edilememesi sebebiyle 556 sayılı KHK"nın 8. maddesindeki kanundan yararlanılamayacağından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.