MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın pasif husumet yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili,müvekkilinin 1995 yılında kurulan ... Kooperatifinin üyesi olduğunu, 1999 yılında kadar aidat ödediğini, binanın kaba inşaat halinde bırakılmasını talep ederek aidat ödemeye ara verdiğini, 2002 yılı Mayıs ayında inşaatın büyük oranda bitirildiğini, çekilen kura sonucu kendisine ait dairenin ... tarafından...a devredildiğini öğrendiğini, üyelikten ayrılmadığını, üye kayıt defterinde usulsüz işlem yapıldığını ileri sürerek, dairenin aynen teslimine, aksi halde dairenin rayiç değerinin veya ödenmiş aidatların ödenme tarihinden itibaren faizleriyle birlikte davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davalının kooperatifteki payı ve paya bağlı taşınmazını 1999 yılı Nisan ayında, ..."a ait dava dışı ... Kooperatifindeki pay ile takas ederek ortaklıktan ayrıldığını, bu tarihten itibaren de kooperatif ile ilişki kurmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatifin tasfiye sürecine girerek ticaret sicilindeki kaydının 03.06.2005 tarihinde terkin edildiği, davacı vekilinin 04.06.2009 tarihli dilekçe ile terditli talepleri arasında olan daire tesliminden vaz geçerek davaya alacak davası olarak devem etmek isteyerek, davayı aidatların alındığı dönemde yönetici olan kişilere yönelttiği, oysa alacak davasının tasfiye kuruluna karşı yöneltilmesi gerektiği, tasfiyeden önce aidatların alındığı dönemlerde yönetim kurulu üyeliği yapanların pasif husumet ehlieti bulunmadığından davanın bu nedenle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu ...kooperatifine karşı, ortaklık hukukuna dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa daire bedelinin tahsili veya ödenen aidatın iadesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacının, kooperatifteki payını dava dışı ..."ın yine dava dışı olan... Kooperatifindeki payı ile takas ederek ortaklıktan ayrıldığı savunulmuştur.
Yargılama sırasında tasfiye sürecine giren davalı kooperatifin ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmıştır. Kooperatifin terkininden sonra, davacı vekili, kooperatifin ihyasını istememiş, 04.06.2009 tarihli dilekçe ile müvekkilinin aidat ödediği tarihlerde kooperatifin yöneticileri olduğunu iddia ettiği kişiler ile takas yoluyla ortaklık payına sahip olduğu belirtilen ..."ı davaya dahil ederek, davayı bu kişilere karşı alacak davası olarak sürdürmek istemiştir. Öncelikle belirtmek gerekirki, somut olayda HMUK"nın 186. (HMK 125) maddesi anlamında, dava ikamesinden sonra dava konusu şeyin üçüncü kişiye temliki söz konusu olmadığından, davanın, dava dilekçesi ile davalı gösterilmeyen kişiye yöneltimesi mümükün değildir. Esasen, dava dilekçesinde davalı gösterilmeyen bir kişinin ıslah yoluyla dahi davada taraf olması mümkün olmadığı gibi, davalı kooeratif ile de ilgisi anlaşılmayan ve dahili dava yoluyla hasım haline getirilen kişiler aleyhine hüküm de kurulamaz. Bu itibarla, mahkemece, dahili dava dilekçesi ile kendilerine dava yöneltilen kişiler yönünden davaya devamla karar verilmesi usule aykırıdır. O halde, mahkemece tasfiye edilerek sicilden terkin edilen kooperatifin ihyası için, davacıya süre verilerek, ihyanın sağlanması halinde tebligat çıkartılıp taraf teşkili sağlandıktan sonra deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalı olmayan kişiler aleyhine yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine görek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.