12. Ceza Dairesi 2016/5906 E. , 2019/10673 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık, Hakkı olmayan yere tecavüz
etme
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve hakkı olmayan yere tecavüz etme suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçi vekili, 07/01/2013 havale tarihli dilekçe ile ... adına davaya katılma talebinde bulunduğu halde, adı geçen kurumun katılan olarak kabulüne yönelik bir karar verilmediği anlaşılmakla birlikte, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21/11/2006 tarihli, 2006/2-249-247 sayılı, 15/07/2008 tarihli, 2008/9-95-195 sayılı ve 19/10/2010 tarihli, 2010/9-149-105 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmiyorsa, karara bağlanması mümkün olduğundan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının suçtan zarar görmesi ve bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek bulunmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca, açılan davaya katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
1- Katılan vekilinin, hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan sanığın beraatine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde:
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; katılan ... Bakanlığının, hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan açılan davaya katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan ... vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
2- Katılan vekilinin, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince:
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19/05/1998 tarihli ve 3148 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanı sınırlarında kalıp, anılan Kurulun 18/02/2010 tarihli ve 2529 sayılı kararı ile sit sınırları yeniden düzenlenen bölgede yer alan taşınmazda izin almadan inşaat temeli attığı tespit edilen sanığın, köy muhtarı olduğu ve tescile ilişkin Kurul kararlarının bölgede ilan edildiğine ilişkin tutanakların altında imzasının bulunduğu anlaşılmakla, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine dair hüküm tesis edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sit alanında kalan taşınmazda inşaat yapmak için izin alınması gerektiğini bilmediğine dair savunmasına itibar edilmek suretiyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.