Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9717
Karar No: 2017/3605
Karar Tarihi: 19.06.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/9717 Esas 2017/3605 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/9717 E.  ,  2017/3605 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babası...’in maliki olduğu 5898 parsel sayılı taşınmazı, 14.01.1987 tarihinde ikinci eşi... .’e satış göstermek suretiyle yaptığı temlikin muvazaalı oluğunu ileri sürerek ...’in kardeşi olan davalıya mirasen intikal eden ½ payın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, mirasbırakan ablası ile davacının mirasbırakan babasının çekişme konusu taşınmazı evlilik birliği içinde birlikte edindiklerini, aynı yıl başka bir taşınmaz daha aldıklarını,taşınmazlardan birinin ablası üzerine alındığını bildiğini,çekişme konusu taşınmazın ½ payının ablasının ölümü üzerine mirasen kendisine intikal ettiğini, evlilik birliği içinde edinilen tüm mallarda ablasının da katkısı olduğunu ve çekişme konusu taşınmazın bedelinin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından eşi ...’e temlik edilmesinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalıya mirasen intikal eden ½ payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakanın kayden maliki olduğu 5898 parsel sayılı bahçeli kargir ev vasıflı taşınmazı 02/01/1976 tarihinde satın aldığı ve 14.01.1987 tarihli resmi senet ile tamamını 1964 yılında evlendiği eşi ...’e satış yolu ile temlik ettiği, eşinin mirasbırakandan önce 2003 yılında ölümü ile sözkonusu taşınmazın bu kez eşinin kardeşi ve mirasçısı olan davalıya ve mirasbırakana ½ paylarla mirasen intikal ettiği, mirasbırakanın eşi ...e yaptığı temlikin muvazaalı ve mal kaçırmaya yönelik olduğu iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, tapu kayıtlarına göre mirasbırakanın çekişme konusu taşınmaz haricinde adına kayıtlı 5923 parsel sayılı taşınmazının bulunduğu, davalı yanın ve davalı tanıklar...ve ...’ın beyanlarına göre mirasbırakanın ...’da da evinin olduğunun ifade edildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l/4/1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213.(6098 sayılı T.B.K. 237) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleme olanağı yoktur.
    Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, davalı yanın ve davalı tanıkları ... ve ...’ın, mirasbırakanın ...’da da evinin olduğu yönündeki beyanları karşısında çekişme konusu taşınmaz dışında mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığının etraflıca araştırılması, dava konusu taşınmaz ile dava konusu olmayıp mirasbırakan adına kayıtlı olan 5923 parsel sayılı taşınmaz haricinde mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunması halinde taşınmazların değerinin uzman bilirkişiler aracılığıyla saptanması, temlik edilen taşınmazın değerinin mirasbırakanın toplam mal varlığına oranı, temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığı saptanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yetinilerek, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.06.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (Muhalif) (Muhalif)


    - KARŞI OY -

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan babası..."in malik olduğu 5898 parsel sayılı taşınmazını, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak ikinci eşi ..."e ... temlik ettiğini,..."ün ölümü üzerine kardeşi davalı ..."ye mirasen intikal eden 1/2 payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı, mirasbırakanı ablası ... ile davacının mirasbırakanı İhsan"ın 1963 yılında evlendiklerini evlilik birliği içerisinde malların birlikte edinildiğini, mal kaçırma kastının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 5898 parsel sayılı, 91 m2 miktarlı bahçeli kargir ev niteliğindeki taşınmazın 02.01.1976 tarihinde mirasbırakan İhsan tarafından satın alındığı, 14.01.1987 tarihinde eşi ..."e satış suretiyle temlik edildiği, ..."ün ölümü üzerine 1/2 payın mirasçısı eşi..."a, 1/2 payında ..."ün kardeşi davalı ..."ye intikal ettiği, ...i"ye intikal eden 1/2 payın dava edildiği, miras bırakanın aynı yerde 5923 parsel sayılı, 143 m2 miktarlı içinde tek katlı ev bulunan taşınmazı 09.07.1976 yılında satın aldığı, davalı kabulü ve bir kısım tanık beyanlarına göre de mirasbırakanın ..."da da bir evinin olduğu ancak bu evin eşi ..."ün ölümünden sonra 1996 yılında satıldığı, miras bırakanın ölünceye kadar dava konusu evde yaşadığı tespit edilmiştir.
    Muris muvazaası davalarında, uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi için, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, miras bırakanın temlik yapmaktaki gerçek irade ve amacının ortaya çıkarılması esastır.
    Somut olayda; mirasbırakanın, maliki olduğu 5898 parsel sayılı taşınmazı 14.01.1987 tarihinde satış suretiyle, ikinci eşi ..."e temlik ettiği saptanmıştır..
    Bu durumda, temlikin yapıldığı 1987 yılında, miras bırakanın yaşı, fiziki durumu, sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, yörenin gelenek ve görenekleri, olayların gelişimi ve miras bırakan ile taraflar arasındaki ilişkilere göre temlikte miras bırakanın irade ve amacın değerlendirilmesi gerekir.
    Yukarıdaki ilkeler ve tespit edilen olgular birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın 1964 yılında ikinci eşi ... ile evlendiği, bu evliliğinden çocuğunun olmadığı, yeniden evlendiği 1964 yılında ilk evliliğinden olan davacı oğlu... ..."nın 8 yaşında olduğu, miras bırakanın oğluyla görüşmediği, miras bırakanın yeğeni tanık ..."ın beyanına göre, " mirasbırakanın davacıya birşey bırakmayacağını birkaç kez ifade ettiği, davacının yanına gelmesine izin vermediği ve sürekli terslediği", tüm tanık beyanlarına göre de, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı, temlik yapılan ..."ün de alım güçünün bulunmadığı, keşfen belillenen değerlere göre miras bırakan İhsan"ın, terekesinde bulunan en değerli taşınmazını ikinci eşi ..."e tapuda satış suretiyle devretmiş isede gerçek bir satışın yapılmadığı bedelsiz olarak bağışlandığı, gerçek amacın ilk evlilikten olan davacıdan mal kaçırmak olduğu anlaşılmaktadır.
    Tüm bu nedenlerle, miras bırakanın 5898 parsel sayılı taşınmazı temlikinin, bedelsiz, mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne yönelik mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun hükmün bozulması gerektiği yönündeki görüşüne katılamıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi