14. Hukuk Dairesi 2014/17247 E. , 2016/2979 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17247
KARAR NO : 2016/2979 Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.04.2011 gününde verilen dilekçe ile birleştirilen dosya davacısı vekili tarafından 05.05.2011 tarihinde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın tazminat yönünden kabulüne dair verilen 11.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi birleştirilen dava davacı vekili tarafından, duruşmasız temyiz incelemesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08.03.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden birleştirilen dosya davacısı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı ... 08.01.2008, birleştirilen davada davacı ... ise 30.09.2005 tarihli ...5. Noterliği"nin düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmelerine dayanarak davalı .... tarafından satışı vaat edilen .... ada .... parsel sayılı taşınmazda davalı payının tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini mümkün olmadığı takdirde rayiç değerinin tahsilini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazı birleştirilen dosya davacısı ....."e satmayı vaat ettiğini, taşınmaz üzerindeki yasal takyidat nedeniyle devir yapılamadığını, asıl dosya davacısı ..... ile yapılan 08.01.2008 tarihli sözleşmenin ise müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmadığını, okuma yazma bilmediğinden tanıklar huzurunda yapılmayan bu sözleşmenin şekil şartı bakımından eksik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine, asıl ve birleştirilen davada dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç değeri olan 69.308,00 TL tazminatın davalı tarafından her bir davacıya ayrı ayrı ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili ile birleştirilen davanın davacısı ...... vekili temyiz etmişlerdir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Birleştirilen dosya davacısı ..... temyiz itirazları yönünden;
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Somut olaya gelince; birleştirilen dosyanın davacısı ...."e 30.09.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalının malik olduğu ... ada .... parsel sayılı taşınmazın tamamının satışının vaat edildiği, yapılan imar uygulamaları sonucu .... ada .... parsel sayılı taşınmazda 34654/185253 payın davalı ..... adına 25.03.2011 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Satış vaadi sözleşmesi yapıldığı tarihte müstakil bir parsel olarak davalı adına kayıtlı bulunan taşınmaz imar uygulamaları sonucu şuyulandırılmış, paylı hale dönüştürülmüştür. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında 25.08.1999 ve 26.08.1999 tarihlerinden başlamak üzere 10 yıl süre ile devir ve temlik edilemeyeceği yönünde şerh bulunmakta ise de aradan geçen süre itibariyle satış vaadine konu payın tapudan devredilmesi hususunda bir engel bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece, önceki tarihli olan 30.09.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesine üstünlük verilerek ve sözleşmenin ifa olanağı bulunduğu da gözetilerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına paylı mülkiyet şeklinde tescile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ikinci kademe istemi olan tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca birleştirilen dosya davacısı .... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak birleştirilen dosya davacısı ......"e verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde birleştirilen dosya davacısı ....."e iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
08.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.