3. Hukuk Dairesi 2016/20899 E. , 2018/11792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 20/11/2018 tarihinde davalılardan Mehmet ... ile davalılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; babası olan davalı ..."nün paydaşı bulunduğu taşınmaz üzerinde bina inşa ettirdiğini, halen davalı babası ile bu binada oturduklarını, ancak davalı babasının taşınmazdaki payını bedelsiz olarak kardeşi olan diğer davalı ... ..."ye devrettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, yaptırdığı binanın yapı bedelinden şimdilik 10.000 TL"nin davalılardan tahsilini talep etmiş; 15/01/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 401.121,60 TL"ye artırmıştır.
Davalılar; davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, ayrıca tapu kaydına güvenerek pay satın alan davalı ... ..."ye husumet yöneltilemeyeceğini, esas yönünden ise davalı ..."nün yaklaşık 20 yıl önce satın aldığı taşınmazda kendi payına düşen bölüm üzerinde 3 dükkan ve 4 daire inşa ettirdiğini, davacının bu yapılar ile bir alakasının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; toplanan deliller aldırılan bilirkişi raporu, tahkikat evrakları ile tüm dosya kapsamından dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının davacı tarafından inşa edildiği, aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile toplam 401.121,60 TL tazminatın, 10.000 TL"sinin dava tarihi olan 21/04/2014 tarihinden, 391,121,60 TL"sinin ıslah tarihi olan 15/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Anayasa"nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmıştır. Aynı zorunluluk HMK"nun 297 nci maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Aynı maddenin birinci fıkrasının c bendinde hükmün;"Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkartılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermesi gerektiği belirtilmiştir. Eş söyleyişle, hakimin, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangilerine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda, ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran hâkimin, böyle bir yöntemi izlemesi halinde, maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır
Somut olayda, hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanmamıştır. Diğer bir anlatımla, hükmün gerekçe kısmında belirtilen nedenlerden davanın kabul nedeni anlaşılamamaktadır.
Bu durumda, hükmün gerekçesiz olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.