19. Hukuk Dairesi 2018/3513 E. , 2019/430 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı .... ... Ltd. Şti. arasında imzalanan 20/12/2010 tarihli 300.000.-TL bedelli genel kredi sözleşmesini ve kredinin teminatı olarak alınan 10/12/2010 keşide tarihli ödeme günü belirli olmayan 400.000.-TL’lik bonoyu davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, bu kredi sözleşmesi ile ilgili herhangi bir borcun kalmadığını, daha sonra dava dışı asıl kredi borçlusu şirket ile davalı banka arasında 19/03/2013 tarihli 300.000.-TL’lik genel kredi sözleşmesi ve ekinde kredi teminatı olarak 19.03.2013 keşide tarihli 300.000.-TL bedelli bono imzalanarak dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, bu krediye şirket müdürü ve bir şirket ortağının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attıklarını, ancak sözleşme ve kredinin teminatı olarak alınan bonoda davacının imzasının bulunmadığını, kredi taksit ödemelerinde gecikme olması üzerine davalı bankaca 18/05/2014 tarihli yazı ile davacıya borç miktarının 156.854,74.-TL olarak bildirildiğini, bu bildirimden sonra davacı tarafından davalı bankaya sehven ödemeler yapıldığını, davacının daha sonra söz konusu yazıda belirtilen borcun kefil olarak imzalamadığı krediden kaynakladığını öğrendiğini, davacının kefil olarak imzalamadığı 19/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ve kefil olarak imzaladığı ancak karşılığında hiçbir borcu bulunmayan 10/12/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bu kredi sözleşmesi ekinde kredi teminatı olarak alınan 10/12/2010 keşide tarihli 400.000.-TL’lik bono sebebiyle davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile borçlu olmadığı halde sehven ödediği tutarların davalı bankadan ödeme gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdatını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı asıl kredi borçlusu şirket ile davalı banka arasında imzalanan ve davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldığı 10/12/2010 tarihli 300.000.-TL bedelli genel kredi sözleşmesinden doğan kredi borcunun yapılandırılması için 19/03/2013 tarihli 300.000.-TL’lik genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, dolayısıyla yeni bir krediden doğan borcun söz konusu olmadığını, kredi borcunun kaynağının ilk genel kredi sözleşmesi olduğunu ve davacının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak borçtan sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen bu kararın temyizi üzerine Dairemizce 2016/2500 E. - 2016/10140 K. sayılı, 06.06.2016 tarihli bozma ilamında, davanın davalı banka tarafından ihtarname yolu ile istenenen 156.868,74.-TL"den ve verilen 400.000.-TL tutarlı bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin olduğu, toplam dava değerinin de buna göre 556.868,70.-TL olduğu, davacının ise dava değerini 156.868,70.-TL olarak gösterdiği, harcı da bu miktar üzerinden yatırdığı, mahkemece, davacıya eksik harcı tamamlatmak üzere kesin süre verilip, harcın tamamlanması halinde yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı şirket ile davalı banka arasında 2010 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede ve sözleşmenin teminatı olarak alınan 400.000.-TL bedelli bonoda davacının kefil olarak imzasının bulunduğu, daha sonra dava dışı şirket ile davalı banka arasında 2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşmenin teminatı olarak alınan 300.000.-TL bedelli bonoda davacının kefil olarak imzasının bulunmadığı, ikinci sözleşme kapsamında alınan kredi ile 2010 tarihli kredi borçlarının kapatıldığı, bu kredi borcunun kapanması nedeniyle 10/12/2010 tarih 400.000.-TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava dışı Cem ... Ltd Şti ile davalı banka arasında imzalanan ikinci genel kredi sözleşmesinde ve bonoda davacının kefil olarak imzasının bulunmaması nedeniyle ikinci kredi sözleşmesinde davacı tarafından ödenen taksit miktarları toplamı olan 97.992,15.-TL’nin avans faizi ile birlikten davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 19/03/2013 tarihli genel kredi sözleşmesinden dolayı davacının davalıya 58.795,51 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı banka tarafından davacıdan istenen 156.868,74.-TL kredi borcu ve 400.000.-TL’lık teminat bonosundan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. Mahkemece, davacının bonodan dolayı menfi tespit talebinin kabulüne, krediden dolayı da borçlu olmadığının tespiti ile bu kredi borcu nedeniyle davalı bankaya ödenen 97.992,15.-TL’nin davalı bankadan istirdatına karar verilmiştir, bu karar davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Mahkemece, menfi tespite bağlı olarak istirdat kararı verilmişse de, dosya içerisinde bulunan ödeme dekontlarından, bu ödemelerin sadece bir kısmının davacı tarafından yapıldığı, diğer ödemelerin dava dışı borçlu şirket ve dava dışı gerçek kişi tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının menfi tespit talebinin aynen kabulü ve sadece davacı tarafından yapılan ödemelerin istirdatına karar vermek gerekirken, davacı tarafından yapılmayan ödemelerin de davacıya ödenmesi şeklinde istirdat hükmü kurulması doğru olmamış, hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte belirtildiği üzere davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtildiği üzere hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.