20. Ceza Dairesi 2019/4194 E. , 2020/1242 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkında, İstanbul (Kapatılan) 22. Sulh Ceza Mahkemesi"nce 04/02/2015 tarihinde verilen 2010/2310 esas ve 2011/166 sayılı kamu davasının düşmesine ilişkin ek kararın kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 17/10/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Sanık hakkında 24/07/2010 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29/09/2010 tarihli, 2010/19998 soruşturma, 2010/7899 esas ve 2010/4666 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Fatih 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 10/03/2011 tarihli, 2010/2310 esas ve 2011/166 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve TCK’nın 50/1-f. maddesi uyarınca hapis cezasının 5 ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine karar verildiği, sanığın yüzüne karşı verilen kararın 11/04/2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
2- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 06/01/2014 tarihli yerine getirme fişinde ilamın 04/02/2012 tarihinde yerine getirildiğinin bildirildiği,
3- Sanığın 06/01/2015 tarihli dilekçesi ile düşme kararı verilmesini mahkemeden talep etmesi üzerine, kanun yararına bozma istemine konu İstanbul (Kapatılan) 22. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/02/2015 tarihli, 2010/2310 esas ve 2011/166 sayılı ek kararı ile davanın düşmesine karar verildiği, kararın 19/02/2015 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında,
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Fatih (kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 10/03/2011 tarihli ve 2010/2310 esas, 2011/166 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğunun anlaşılması sebebiyle açılan kamu davasının düşürülmesine ilişkin İstanbul (kapatılan) 22. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/02/2015 tarihli ve 2010/2310 esas, 2011/166 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre,
1-Sanık hakkında verilen 04/02/2015 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde değişiklik yapıldığı cihetle, sanığın hukukî durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek, İstanbul (kapatılan) 22. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/02/2015 tarihli ve 2010/2310 esas, 2011/166 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi ve Karar :
Yapılan incelemede; Sanık hakkında Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29/09/2010 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Fatih 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 10/03/2011 tarihli, 2010/2310 esas ve 2011/166 sayılı kararı ile; “sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve TCK’nın 50/1-f. maddesi uyarınca hapis cezasının 5 ay süre ile kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yaptırımına çevrilmesine, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca aynı suç nedeniyle daha önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği anlaşıldığından 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” karar verildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 06/01/2014 tarihli yerine getirme fişinde ilamın 04/02/2012 tarihinde yerine getirildiğinin bildirildiği,
Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde, 11/09/2009 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 05/11/2009 tarihli iddianamesi ile Fatih 1. Sulh Ceza Mahkemesi"ne kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Fatih 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 30/04/2010 tarihli, 2009/1433 esas ve 2010/599 sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nın 191/1,62 ve 50/1-a maddeleri uyarınca 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ve TCK’nın 191/2. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 01/06/2010 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği, anlaşılmıştır.
5237 sayılı Kanun’un 191/1. maddesi gereğince verilen kısa süreli hapis cezasının aynı Kanun’un 50/1-f maddesi gereğince kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrildiği ve 04/02/2012 tarihinde yerine getirildiği, sanık hakkında aynı kanunun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmediği, ancak sanık hakkında daha önceden Fatih 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 30/04/2010 tarihli kararı ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla, incelemeye esas 24/07/2010 tarihli suçun, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlenmesi halinde, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunduğundan; sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, sanık hakkında verilen 04/02/2015 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde yapılan değişiklikler karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği ve hükmolunan cezanın yerine getirilerek Cumhuriyet savcılığınca yerine getirme fişi düzenlendiği gözetilmeden, kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; İstanbul (kapatılan) 22. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 04/02/2015 tarihli ve 2010/2310 esas, 2011/166 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. Maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
26/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.