1. Hukuk Dairesi 2015/630 E. , 2017/3584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar ve tavzih kararı davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, kardeşi olan davalının ortak mirasbırakanları ... adına kayıtlı 129 ada 21,122 ada 2 ve 132 ada 165 parsel sayılı taşınmazları muvazaalı olarak,murisleri hastanede yattığı sırada adına yeşil kart çıkarabilmek için tapuda satış göstermek sureti ile üzerine aldığını,yapılan işlemin bedelsiz olarak yapıldığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı 129 ada 21,122 ada 2 ve 132 ada 165 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve mirasbırakan Mehmet Karakütük adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın yersiz olduğunu, süresinde açılmadığını, taşınmazlar için bedel ödemediğini, fakat mirasbırakan babasına uzun yıllar kendisinin baktığını, bakım, ameliyat v.s. masraflarını karşıladığını, bu sebeple devrin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,muris tarafından mirasçılardan mal kaçırma amacıyla söz konusu devirlerin yapıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı,taşınmazların karşılığının para olarak değil,bakım veya emek ile de ödenebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların mirasbırakanı ...’ün 07.05.2011 tarihinde öldüğü, geriye davacı kızı ... ile davalı oğlu ...’i bıraktığı, murisin adına kayıtlı dava konusu 132 ada 165 parsel sayılı taşınmazını 03.04.2009 tarihli satış işlemi ile, diğer 112 ada 2 parsel ve 129 ada 21 parsel sayılı taşınmazlarını ise 17.11.2009 tarihli satış işlemi ile davalıya devrettiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmelidir ki, özellikle muvazaa iddiasına dayalı davalarda davacı tarafın iddiasını ispat ile yükümlü olduğu, davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı,ancak tanıklarının isimlerini bildirmediği, 04.10.2012 tarihli celsede davacı vekiline tanık listesini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen söz konusu ara kararının yerine getirilmediği gözetildiğinde yapılan temlik işlemlerinin muvazaalı olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Davacının mahkemece verilen tavzih kararı ile ilgili temyiz istemine gelince;
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 305/2. maddesinde; “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” düzenlmesi yer almaktadır.
Anılan düzenleme karşısında mahkemece vekalet ücretine ilişkin hüküm kısmının tavzih sureti ile düzeltilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı değinilen yön itibari ile tavzih kararı açısından yerindedir. Kabulü ile, kararın vekalet ücreti yönünden (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.