10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3136 Karar No: 2018/6707 Karar Tarihi: 18.09.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/3136 Esas 2018/6707 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/3136 E. , 2018/6707 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile...İnş. Tur. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Av. ... arasındaki dava hakkında ...Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 15.12.2015 günlü ve 2009/186 E. - 2015/425 K. sayılı hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 336/3. maddesi uyarınca kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır. Aynı Kanunun 448. maddesi uyarınca bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır. 336/3. maddesi, bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinden olmadığından, geçici 1. madde kapsamında da değildir. Dolayısıyla anılan davalının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar vermeye yetkili mercii, temyiz incelemesi yapmakla görevli bulunan Dairemizdir. (HGK 2011/19-54 E., 2011/315 K., 10 HD 2013/13339 E., 2014/3487 K.) Davalı, 03.02.2016 tarihli dilekçesinde temyiz harcını karşılayabilecek durumda olmadığını bildirmiştir. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı HMK"nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinde kimlerin adli yardımdan yararlanabilecekleri hususu düzenlenmiştir. Anılan maddede; “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. (3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır.” Bu çerçevede davalının adli yardım talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede, davalının limited şirket olması ve kanun metninde adli yardımdan yararlanabilecekler arasında sermaye şirketlerinin yer almaması, dolayısıyla sermaye şirketlerinin adli yardımdan yararlanmalarının mümkün bulunmaması karşısında Dairemizce davalı şirketin kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardım talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 337/2. maddesi uyarınca kesin olarak reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin kararı yasal sürede temyiz ettiği, fakat temyiz harcı ödendiğine dair dosyada belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece 25.1.1985 günlü 1984/5-1985/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca temyiz isteği dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde, süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir. Şayet temyiz harcı hesap edilip kalemce istenmemişse Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesi uyarınca eksik harcın ödenmesi işlemi tamamlattırılır ve verilen sürede harç ödenmezse temyiz isteği red edilir. Red halinde ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir denildiğinden mahkemece belirtilen Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da göz önünde tutularak gerekli işlem tamamlandıktan sonra Yargıtay’a gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi