1. Hukuk Dairesi 2016/13400 E. , 2017/3579 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.03.2015 gün ve 2012/231 Esas - 2015/132 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 21.06.2016 gün ve 2015/17525 E- 2016/7501 K sayılı kararın düzeltilmesi süresinde taraflarca istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Davacı, 1220 ada 7 sayılı parselde davacı adına kayıtlı 10 numaralı bağımsız bölümün 1/54 arsa payının davalıya satış sırasında hatalı olarak bağımsız bölümün tamamına ait 6/54 arsa payının satışa konu edildiğini ileri sürerek, 5/54 payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın süreden ve esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece, hataya düşülmek suretiyle davaya konu bağımsız bölümün tamamının davalıya satıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “..... Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; tarafların temyiz itirazı yerinde değildir.” gerekçesi ile onanmış, davacı ve davalı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 1220 ada 7 parselde kayıtlı 4. kat 10 nolu meskenin kat irtifakına ayrılan 6/54 arsa payına isabet eden 60/540 hissesi davacı adına kayıtlı iken 25.12.2002 tarihinde satış yolu ile davalı ...’a devredildiği, 10 nolu meskenin tamamının tapu kaydında davalı adına tescilli olduğu, ancak dosyada yer alan bilirkişi raporuna göre de, dava konusu taşınmazın 4.katında bulunan 10 nolu dairenin tek kat üzerinde, 424 m² kullanım alanlı ve 3 cepheli olduğu, söz konusu dairenin daha sonra 310 ve 114 m²"lik iki daireye bölündüğü, fiili kullanımda iki ayrı dairenin bulunduğu, davacının 310 m²"lik olan daireyi, davalının ise 114 m²"lik daireyi kullandığı, bilirkişi raporunun sonuç kısmında, davalının oturduğu 114 m²"lik dairenin ayrı bir bağımsız bölüm olmaması nedeni ile davanın kabulu halinde 6/54 arsa payında kat irtifakının tamamen terkin edilip yeniden tesis edilmeden davacı vekilinin talebi gibi arsa paylarında ayırma (1/54 gibi) yapmak mümkün olmadığından 10 nolu bağımsız bölümün ancak paylı mülkiyet şekline dönüştürülmek suretiyle değişiklik yapmanın mümkün olduğunun, çünkü arsa payının şahsa verilen bir oran değil, her bağımsız bölümün değerine verilen bir oran
olduğunun, dava konusu yerin ayrı bir bağımsız bölüm olmadığından ayrı bir arsa payı almasının mümkün olmadığının, bunun dışında dava konusu kısmın ayrı bir bağımsız bölüm halinde tescili için projenin yenilenmesi, tüm maliklerin muvafakati ve yeni bir kat mülkiyeti kurulması halinde mümkün olabileceğinin, davanın kabulü halinde taşınmazın tamamının 10000 payda üzerinden belirlenerek davalıya ait tapu kaydının iptaliyle 8125/10000 payının davacı adına, geriye kalan 1875/10000 payının ise davalı adına tescil edilmesi gerektiğinin bildiridiği, mahkemece bu raporun esas alınmak sureti ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, kat mülkiyeti bulunan yapıda dava konusu 10 nolu bağımsız bölümün arsa payının 6/54 olduğu, yeni bir kat mülkiyeti oluşturulmadan 10 nolu 6/54 arsa paylı bağımsız bölüm nitelikli taşınmazın tapu kaydının 8125/10000 payının iptali ile davacı ... ... adına tesciline, 1875/10000 payının davalı ... adına devamına şeklinde infazı kabil olmayacak biçimde karar verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca davalının 114 m²"lik alanı kullandığı saptanmış bulunmasına göre bu alanın 10 nolu bağımsız bölümün toplam miktarına oranlanarak 10 nolu bağımsız bölümde paydaş olacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Anılan husus, karar düzeltme isteği sırasında yapılan inceleme ile saptandığından, taraf vekillerinin bu yöne ilişkin olarak karar düzeltme isteğinin açıklanan nedenden dolayı (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 440. maddesi uyarınca kabulüne, Dairenin, 21.06.2016 Tarihli 2015/17525 Esas, 2016/7501 Karar sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve Mahkemenin 26.03.2015 tarihli, 2012/231 esas, 2015/132 karar sayılı kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.