MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Kenan hakkında: TCK 158/1-f-son, 62, 52 maddeleri gereği mahkumiyet
Tunç hakkında: beraat

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ... hakkında verilen beraat hükmü katılan vekili, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü ise sanık ... müdafi tarafından ve vekalet ücreti ile sınırlı olarak katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın; eşi ... ile birlikte sahibi olduğu ve ünvanı "... Tic. Ltd. Şirketi" olan firmanın ismini 24/08/2008 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde duyurulduğu üzere " ... Tic. Ltd. Şirketi"şeklinde değiştirdiği ve 20 hissesi sanık ..."da kalmak üzere kalan tüm hisselerini, 29.09.2008 tarihli hisse devri sözleşmesi ile diğer sanık ..."a devrettikleri, 29/09/2008 tarihi itibariyle şirketi münferiden temsile sanık ..."un yetkili olduğu; bu tarihten sonra 30.10.2008 tarihinde sanıkların katılana ait ... Metal şirketinden artık var olmayan eski şirket ismi ile mal alıp eski unvanlı şirket hesabına ait davaya konu 20/02/2009 tarihli 16.500 TL meblağlı çeki verip katılanı dolandırdıkları iddia olunan olayda;
1- Sanık ...’un beraatine yönelik katılan vekilinin yaptığı temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mal alımı sırasında sanık ... ile muhattap olduğuna diğer sanık ...’u ise hiç görmediğine yönelik katılan ve tanık beyanları, ünvan değişikliğinden sonra gerçekleşen hisse devri sırasında kendisine eski ünvanlı şirkete ait çek defterinin verilmediğine yönelik aksi ispatlanamayan sanık ...’un beyanı ve tüm dosyadan sanık ...’un cezalandırılmasına yeter delil bulunmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, sanığın beraatine ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... müdafinin sanığın mahkumiyetine, katılan vekilinin ise sanık ...’ın mahkum olmasına rağmen taraflarına avukatlık ücreti verilmemesine yönelik itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın şirketi devretmesine rağmen eski şirket adına ve eski şirkete ait çek yaprağını kullanıp katılandan mal aldığı, bu kapsamda üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği ancak dosya içerisinde bulunan ve çekin karşılıksız olduğunun öğrenilmesi ile 20.04.2009 tarihli şikayetten evvel katılandan alınan tüm malların sanık ... tarafından iade edildiğine dair 22.01.2009 tarihli iadeye dair ... şirketi faturasından ve tanık ve sanık beyanlarından iade edildiğinin anlaşılmasına rağmen TCK 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin tartışılmaması,
Kabule göre de;
Sanık ...’ın mahkum olmasına rağmen katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi karşısında;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13.maddesinin 1. fıkrası uyarınca, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin sübuta dair ve katılan vekilinin vekalet ücretine dair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.