19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4351 Karar No: 2015/6508 Karar Tarihi: 04.05.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/4351 Esas 2015/6508 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2015/4351 E. , 2015/6508 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Mahkemece davanın kabulüne yönelik olarak verilen 10/02/2012 tarihli ilk hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2012/16976 E- 2013/2700 K. sayılı 13/02/2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Dairemiz bozma ilamında ""...Davacı kredi borçlusu tarafından davalı banka lehine 70.000 TL bedelli limit ipoteği tesis edilmiştir. Alacaklı banka İİK.nun 45. maddesi uyarınca ipotek limitine kadar oluşan alacağı için kredi borçlusu aleyhine ilamsız icra takibi yapamaz. Ancak davacı borçlu dava dilekçesinde 8.055,31 TL için dava açmadığından ve mahkemece sorumlu tutulduğu 13.058,28 TL yönünden hükmü temyiz etmediğinden kazanılmış haklar da gözetilerek ilamsız takiple ilgili uyuşmazlık karara bağlanmalıdır. Davalı banka tarafından başlatılan ipotekli takiple ilgili kredi borcunun miktarını saptayan bilirkişi raporuna davalı tarafından gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiştir. Mahkemece, itirazlar yönünden ek rapor alınmadan eksik incelemeye dayalı karar tesisi doğru olmadığı gibi 5411 Sayılı Bankacılık Kanunun"un Geçici 13. maddesi atfı uyarınca davalı bankanın tazminatla sorumlu tutulup tutulamayacağının karar yerinde tartışılmaması de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."" denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava menfi tespit davası mahiyetinde olup dava tarihi itibariyle menfi tespite konu olan borç miktarının hükümde açıkça belirtilmesi gerekir. Mahkemece ""...davanın kısmen kabulu ile davacı tarafın 8.055,31 TL asıl alacak üzerindeki borç ve ferileri ile sorumlu olmadığının tespitine"" şeklinde hüküm kurulmuş olması infazda tereddüde yol açacağından isabetsizdir. 2-Kabule göre de, 13/02/2013 tarihli bozma kararımızda, 10/02/2012 tarihli mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan kazanılmış haklar gözetilerek sadece dava konusu ipotekli takiple ilgili kredi borcu tespiti için bilirkişi raporu alınması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece hem ilamsız hem de ipotekli takip yönünden rapor alınıp ve değerlendirme yapılmadan, dolayısıyla bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden karar verilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.