16. Hukuk Dairesi 2017/5179 E. , 2017/7635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapulama çalışmaları sırasında ırmak yatağında kaldığından bahisle tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayalı olarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 1.126,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, 1955 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında "... Nehrinin” yatağında kaldığından bahisle tapulama harici bırakılmıştır. Davacı ..., dava konusu taşınmaz hakkında TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Bu nitelikte bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak edinilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddesinde belirtilen koşulların zilyet yararına oluşması gereklidir. Dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni dikkate alındığında tespit tarihi sırasında ırmak yatağı olan taşınmazın halen bu niteliğini koruyup korumadığı, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamış, jeoloji ve ziraat mühendisi bilirkişilerden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmayarak yetersiz bilirkişi raporlarıyla yetinilmiş, arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmazın bitişiğinde ... Nehri bulunmasına rağmen çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre konumu belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazı ve sınırlarını gösterir fotoğraflar çektirilerek dosyasına konulmamıştır. Böylesine eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; öncelikle, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait beşer yıllık evreler halinde üç ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi olup olmadığı, var ise idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin davalıya tebliğ edilip edilmediği araştırılmalı ve kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın bir sureti dosyasına eklenmeli, idarece kıyı kenar çizgisi belirleme çalışması yapılmadığının tespiti halinde ise 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi kıyı-kenar çizgisi mahkemece usulüne uygun şekilde tespit edilmeli, bu tespit yapılırken 13.03.1972 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarih, 3621 sayılı Kıyı Kanunu"nun 4. maddesindeki tanımlar ve 9. maddesi hükmü göz önünde tutulmalı, bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, 3621 sayılı Kanun"un 9. maddesine göre bu işlerde uzman olan üç jeoloji mühendisi ile ziraat ve harita mühendislerinden oluşturulacak beş kişilik uzman bilirkişi kurulu huzuruyla keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşif sırasında öncelikle, varsa idarece belirlenen kıyı kenar çizgisine göre çekişmeli taşınmazın konumu tespit edilmeli ve harita üzerinde bu konum gösterilmeli, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisinin bulunmaması halinde ise yukarıda belirtilen esaslara uygun olarak kıyı kenar çizgisi saptanarak çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisinin kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, ırmak ile çekişmeli taşınmaz arasında inşa edildiği anlaşılan setlerin hangi tarihte yapıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlanıp tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, önceki ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeleyen ve sınırındaki taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz sınırları kabaca işaretlettirilmeli; harita yada jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları teknik raporlar ve komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtları ile denetlenmeli, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 07.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.