23. Hukuk Dairesi 2014/7430 E. , 2015/4798 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının iki fatura bedeli olan 7.080,00 TL"yi ödemediğini yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacının yapılacak iş bedelinin 3.540,00 TL olması konusunda anlaştıklarını, davalının iki ayrı fatura düzenlemesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, ifanın ayıplı olması neeniyle 2.000,00 TL ödeme yaptıklarını başkaca borçlarının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının kabul edilen fatura dışındaki ilişkiyi ve hizmeti isbat edemediği 3.540,00 TL bedelli bir adet faturanın davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının da kabulünde olduğu, ayıplı ifanın da davalı tarafından süresinde ileri sürülüp isbat edilemediği gerekçesiyle. davanın 1.540,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427. Maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2014 yılı için 1.890,00 TL’dir.
Dava dilekçesinde, takibe konu edilen toplamda 9.026,18 TL"lik alacağa yönelik itirazın iptali istenilmiş olup, mahkemece, 1.540,00 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacının katılma yoluyla temyizine gelince; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bendde açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin katılma yolu ile tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.