Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11476
Karar No: 2017/7626
Karar Tarihi: 07.11.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/11476 Esas 2017/7626 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/11476 E.  ,  2017/7626 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 4 parsel sayılı 22.000,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava konusu taşınmazın bir kısmına yönelik tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 103 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapusunun kısmen iptali ile 26.05.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 1.701,53 metrekarelik kısmın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davalı idarenin dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığı ve davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı idarenin dayandığı ve kadastro sırasında çekişmeli taşınmaza uygulanan 15.05.1974 tarih ve 1 sayılı tapu kaydının oluşumu kamulaştırma işlemine ve tescil ilamına dayanmaktadır. Hal böyle olmasına rağmen mahkemece kamulaştırmayla ilgili tüm evraklar ve kamulaştırma haritası ile tescile esas mahkeme ilamı ve ekindeki kroki dosya arasına getirtilmemiş ve yöntemine uygun şekilde mahalline uygulanmamıştır. Kadastro tespit tutanağının edinme sebebi kısmında dayanak tapu kaydının çekişmeli taşınmazla birlikte dava dışı 110 ada 32 parsele sayılı taşınmaza da uygulandığı belirtildiği halde, mahkemece dayanak tapu kaydının revizyon durumu yöntemince araştırılmamış ve belirtilen taşınmaz ile varsa revizyon gördüğü diğer taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanakları ve dayanakları dosya arasına getirtilmemiştir. Davalı idare tarafından, çekişmeli taşınmazla ilgili olarak açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/160 Esas sayılı derdest dava dosyası bulunduğu belirtildiği halde, söz konusu dava dosyası getirtilmemiş ve birleştirme hususu kapsamlı şekilde değerlendirilmemiştir. Mahkemece, taşınmazın niteliği ve kullanım durumunun belirlenmesi hususunda ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen soyut ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş, yerel bilirkişi ve tanıklardan davacılar lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı ve zilyetliğin sürdürülüş şekli konusunda somut ve maddi olaylara dayalı ayrıntılı beyanlar alınmamış, soyut nitelikteki beyanlar ile yetinilmiştir. Öte yandan, taşınmazın niteliğini ve zilyetliğin sürdürülüş şeklini belirlemede en etkili yöntem olan hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Böylesine eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
    Hal böyle olunca; öncelikle dava konusu taşınmazın tespitine esas teşkil eden ve davalı idarenin dayandığı 15.05.1974 tarih ve 1 sayılı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri, kamulaştırma haritası, tescil ilamı ve ekindeki krokiyle birlikte Tapu Sicil Müdürlüğü’nden getirtilerek dosyasına konulmalı, tapu kaydının revizyon durumu araştırılarak varsa revizyon gördüğü taşınmazlar ile 110 ada 32 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tespit tutanak örnekleri ve dayanağı kayıtlar dosya arasına alınmalı, davalı idare tarafından çekişmeli taşınmaza ilişkin olduğu iddia edilen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/160 Esas sayılı dosyası celb edilerek incelenmeli ve dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde titizlikle durulmalı, birleştirme hususunun dava ekonomisi ve kaydın kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi açısından zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yeri kapsayan kadastro tespitinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ve en az 3 ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları ile kadastro tespitinden önceye ve tespite yakın tarihlere ilişkin yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra da taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.
    Yapılacak keşifte, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi hükmü uyarınca davalı idarenin dayandığı tapu kaydının oluşumuna esas tescil ilamı ekindeki kroki ile kamulaştırma haritası ve kadastro paftasının ölçeği eşitlenip haritalar çakıştırılarak yerel bilirkişi yardımı ve uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kuşkusuz tapu kaydının dayanağı harita yoksa kayıtta tarif edilen sınır yerleri esas alınarak uygulama yapılmalı, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiden dayanılan tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerini düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaretlemesi istenilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazın dayanılan tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız şekilde saptanmalı, dava konusu taşınmazın tümünün yada bir bölümünün dayanılan tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde, kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, bu kısım üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı, sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, zilyetliğin kesintiye uğrayıp uğramadığı, kesintiye uğramış ise bunun sebebinin ne olduğu ve terk iradesine dayalı olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı somut olaylara dayalı bilgiler alınmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, tespit tutanağındaki tespitler ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit bilirkişileri dava konusu taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek çelişki giderilmeli, ziraat mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın niteliği, toprak yapısı, eğimi, önceki ve şimdiki hali, taşınmazın kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise ne zamandan beri ne şekilde hangi sıfatla kullanıldığı, kullanılmıyor ise ne kadar süredir kullanılmadığı konusunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın dava konusu bölümü ile diğer bölümleri ayrı ayrı işaretlettirilmeli, yine taşınmazı dört taraftan gösteren panoramik fotoğrafları çektirilip, parsel sınırları da fotoğraflar üzerinde kabaca işaretlenerek dosya arasına konulmalı, tespit tarihinden önceki 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı döneme ve taşınmazların bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları jeodezi mühendisi bilirkişiye stereoskop aletiyle incelettirilmeli, tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık dönem için uydu fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılarak taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ve niteliği konusunda bilimsel verilere dayalı raporlar alınmalı ve bu şekilde tanıklar ile yerel bilirkişi beyanları denetlenmeli, taşınmazın bizzat mahkeme hakimince yapılan gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı idare vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine,
    07.11.2017 gününde oybirliğiylle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi