Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4156
Karar No: 2020/71

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/4156 Esas 2020/71 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2019/4156 E.  ,  2020/71 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 13/09/2013 havale tarihli dilekçesi ile davacının ..., Merkez, ... mahallesi, 15 ada 1 parselin ifrazı sonucu oluşan 606 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 - 607 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 - 608 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 - 611 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 - 612 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazları eski maliklerinden satın aldığını, bir süre sonra adaların tamamını etkileyecek şekilde birbirine yakın mesafede iki adet orta ve yüksek gerilim hattı geçtiğini fark ettiğini, taşınmazların ana kütük sahifesindeki 19/01/1994 tarih ve 54 yevmiye sayılı kamulaştırma şerhinin ifraz sonucu oluşan parsellere taşınmaması nedeniyle, taşınmazların hukuki durumları hakkında bilgi sahibi olmadan, sadece tapu sicilinin Devletin güvencesi altında olduğuna güvenerek satan alan davacının zararına karşılık, şimdilik 50.000 TL. tazminatın, Türk Medeni Kanunun 1007. maddesi gereğince, davalılardan tahsiline karar verilmesini ve tapu kayıtlarının iptalini talep etmiş, daha sonra 10/12/2014 tarihli harçlandırılmış dilekçesi ile dava değerini 959.789,46 TL artırarak dava değerini 1009,789,46 TL"ye yüksetmiştir.
    Mahkemece, "Tapu Genel Müdürlüğüne izafeten ... yönünden açılan davanın esastan reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 24/01/2017 gün ve 2016/12858 - 2017/373 E. K. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında "Davanın açıklanan niteliğine göre; TMK 1007. maddeye göre açılan tazminat davasında, davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, dava Kadastro Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin, Hazine olduğu belirgin olup, temsilde yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece resen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır." hususlarına değinilmiştir.
    Yargılama sırasında Hazine davaya dahil edilmiş mahkemece yapılan yargılama sonucu;
    1-Davalı ... dışındaki davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
    2-Davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile 1.009.789.46 TL"nin dava tarihi olan 16/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesinden ve kamulaştırmasız el atma isteminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından dava konusu taşınmazların ... mahallesi 15 ada 1 parselin ifrazı ile oluştukları, 15 ada 1 parselin 1989 yılında yapılan tapulama çalışmasında 167.118 m2 yüzölçümü ve tarla niteliğiyle tapu kaydı uygulanarak dava dışı kişiler adına tespit edildiği, uygulanan tapu kaydında 1979 yılında TEK lehine yazılı "irtifak hakkı tesisi vardır" şerhi bulunduğu, 3. kişilerin tapulamaya itirazı üzerine taşınmazın hükmen 1995 de kişiler adına tescil edildiği, 60.786,70 m2"si yol ve park olarak ayrıldığı, geriye 106.331 m2 kaldığı, taşınmazın kütük sayfasının 10/08/2001 tarihinde ifraz nedeniyle kapatıldığı, kütük sayfasında yer alan irtifak şerhinin ise ifraz olduğu parsellerden sadece 605 ada 7 parsele işlendiği, dava konusu diğer parsellere işlenmediği, davacının ise dava konusu taşınmazları 07/10/2009"da birleştirme ve satış ile edindiği, eldeki davanın ise 13.09.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. Zararın meydana geldiği tarihe göre, gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince 15 ada 1 parselin tapu kütük sayfasında yer alan irtifak şerhinin, taşınmazın ifrazı sırasında ifraz olduğu tüm taşınmazların kütük sayfalarına aktarılmamış olması ile bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Davacının zararı, taşınmazlar halen davacı adına tapuda kayıtlı olduğundan dava tarihinde oluşmuş olup, mahkemece bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ne var ki mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporları da denetime elverişli değildir. Şöyle ki; taşınmazın tapu kaydına konan şerhin dayanağı belgeler tümüyle getirtilmemiştir. TEDAŞ tarafından 21.07.2014 tarihli yazı cevabıyla 1978 yılında ... Taşlıçay enerji nakil hattı tesis edildiğini, kamulaştırma işlemerinin sonuçlandırılarak 24.5.1978 yılında tapu malikleri adına havaleler yapıldığını, ayrıca ... çevre ringi enerji nakil hattının da 1993"de kamu yararı kararı alınarak kamulaştırmaya başlandığı ve 1994"te şerh konulduğu ve kamulaştırma işlemlerinin devam ettiği belirtilmiştir. Davalı TEDAŞ ise yargılama sırasında kamulaştırma bedellerinin önceki maliklerine ödendiğini ileri sürmüştür. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/557 E- 339 K. sayılı 23.10.1978 tarihli kararıyla da davacı TEK tarafından 15 ada 1 parsel malikleri aleyhine açılan davada 6395 m2"lik yerin irtifak olarak tesisisine karar verildiğ anlaşılmaktadır. TEDAŞ tarafından belirtilen ödemelerin bu karar uyarınca önceki tapu maliklerine yapılmış olduğu ve tapu kaydına da bu karar uyarınca şerh konulduğu muhtemeldir. Ancak bu husus mahkemece kesin olarak belirlenmelidir. Zira bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda hem TEDAŞ tarafından zemine dikilen direk yerleri ve kullanılan irtifak alanı bulunduğu hem de TEİAŞ tarafından kullanılan irtifak alanı bulunduğu belirtilerek her ikisi için de değerlendirme yapılarak davacının zararı belirlenmiştir. Davacının TMK"nın 1007. maddesi uyarınca oluşan zararı tapu kütük sayfasında yer almakta iken, taşınmazın ifrazı sırasında ifraz parsellerine işlenmemiş olan irtifak şerhinin kapsadığı alanla ile sınırlıdır. Bu alan dışında taşınmaza
    sonradan yapılan müdahaleler dolayısıyla davacının uğradığı zarar TMK"nın 1007. maddesi kapsamında sayılamaz. Bu durumda mahkemece 15 ada 1 parselin ifrazından önce tapu kütük sayfasında yer alan irtifak şerhi ve dayanağı tüm belgeler, kamulaştırma dosyası getirtilerek öncelikle fen bilirkişiler eliyle irtifak ve kamulaştırma alanı tespit edilmeli, TEDAŞ ve TEİAŞ tarafından kullanılan irtifak alanlarının bu şerh ve bu şerhe göre alınan kamulaştırma kararları kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, bu şerh ve bu şere göre yapılan kamulaştırma kararı kapsamında kalan taşınmazlar yönünden, davacının TMK"nın 1007. maddesi kapsamında oluşan zararının taşınmazlar arsa niteliğinde bulunduğundan emsal kıyaslama yöntemiyle inşaat bilirkişleri tarafından belirlenmesi ve taşınmazların tapu kayıtlarının iptali gerekip gerekmediğinin de tartışılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Ayrıca davacının talebi doğrultusunda taşınmazlarda irtifak nedeniyle meydana gelen değer düşüklüğü hesplanarak bu yönüyle dava kabul edilmişse de, hükme esas alınan bilirkişilerce irtifak alanı hesaplanırken, 15 ada 1 parselin ifrazı sonucu oluşan ve davacı tarafından satın alınan dava konusu parsellerdeki irtifak alanlarının yüzölçümünün ayrı ayrı tespit edilerek her bir taşınmaz için ayrı ayrı değer düşüklüğü hesaplanması gerekirken, 15 ada 1 parselin ifrazından önceki haliyle dava konusu olmayan ve ifraz sırasında yol park vs şeklinde bırakılan kısımlarında irtifak alanına dahil edilmesi yine, dava konusu olup 15 ada 1 parselin ifrazı ile oluşan 605 ada 7 parselin tapu kaydına irtifak şerhi aktarıldığı için bu taşınmaz yönünden, şerhi görerek satın alan davacının TMK"nın 1007. maddesi kapsamında zararının oluşmayacağının gözetilmeksizin hesaplama yapılmış olması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14/01/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi