Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1267
Karar No: 2019/243
Karar Tarihi: 07.03.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1267 Esas 2019/243 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1267 E.  ,  2019/243 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “tapu kaydı düzeltim-tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen 04.11.2014 tarihli ve 2013/843 E., 2014/1467 K. sayılı karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25.05.2015 tarihli ve 2015/1246 E., 2015/7561 K. sayılı kararı ile;
    “...Asıl dava, tapu kaydında düzeltim, birleştirilen dava ise kayıt malikinin davacıların mirasbırakanı olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları....."ın kayden paydaş olduğu 37078 ada 2 sayılı parselin tapu kaydında soyadının “.....oğlu” olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek nüfus kayıtlarına uygun şekilde “.....” olarak düzeltilmesini istemişler, bozma sonrası birleştirilen dava ile de aynı taşınmazda “..... ve ...."dan olma Yozgat Sorgun nüfusuna kayıtlı 19/04/1937 doğumlu.....oğlu” kaydının “..... ve Leyla"dan olma Yozgat 05/12/1925 doğumlu.....” olarak düzeltilmesini istemişlerse de 11/09/2014 havale tarihli dilekçelerinde kayıt maliki.....oğlu"nun davacıların mirasbırakanı “..... ve Leyla"dan olma 05/12/1925 doğumlu.....” olduğunun tespitini talep etmişlerdir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, asıl dava hakkında verilen karar Dairece, “... davacı, 37078 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında murisi ve babası olan İbrahim"in "".....oğlu"" şeklindeki kimlik bilgilerinin ""....."" olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın satışına esas teşkil eden 08.01.1968 tarihli satış senedi incelendiğinde taşınmazı satın alan kişi ile davacının murisinin kimlik bilgilerinin benzerlik göstermediği, tapu kaydının oluşumuna esas 8.1.1968 tarihli satış senedindeki kayıt maliki bilgilerinin anne adı, doğum tarihi ve nüfusa kayıtlı yer bilgilerinin farklı olduğu gibi soyadının da farklı olduğu, toplanan diğer delillerin de davacının iddiasını ispata elverişli olmadığı, bu haliyle tapu kayıt malikinin davacının murisi olmadığı anlaşılmaktadır ... davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ...kabul kararı verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle kesin olarak bozulmuş, mahkemece yeniden yapılan yargılama sırasında asıl davanın yanında bozma sonrası birleştirilen davanın da ispatlandığı gerekçesiyle asıl dava ve birleştirilen davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri düzenleyen 429/2. maddesinde ifade edildiği üzere “…Mahkeme, temyiz edenden 434"ncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” hükmü öngörülmüştür.
    Öte yandan; bir davanın taraflarının o dava yönünden, Mahkemece hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan direnme ya da uyma kararının bulunması, zorunludur.
    Somut olayda; mahkemece, taraflara bozma ilamı ve bozma sonrası duruşma günü tebliğ edilmiş, bozma ilamına karşı tarafların beyanları alınmış; ne var ki, usulüne uygun olarak uyma yada direnme yönünde hüküm kurulmamıştır. Yerel Mahkemenin, bozmadan sonra usulüne uygun olarak kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan direnme ya da uyma kararı vermesi zorunludur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun Tarih 24.12.2008, Esas No: 2008/2-750 Karar No: 2008/763 ; Tarih 16.07.2008 Esas No: 2008/8-492 Karar No: 2008/505).
    Öte yandan asıl dava bakımından bozmaya uyulması ya da direnme kararı verilmesi birleştirilen dosya bakımından da önem ve etki arz edeceğinden öncelikle bozmaya uyulması ya da direnme kararı verilmesi ve sonucuna göre her iki dava hakkında karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Hâl böyle olunca; öncelikle bozma kararına uyulup uyulmaması takdir edilerek, direnme yada uyma yönünde açıkça bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. …”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
    Asıl dava tapu kaydı düzeltim, birleşen dava ise tapu kayıt malikinin davacıların mirasbırakanı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Davacılar ... ve müşterekleri vekili; müvekkillerinin murisi.....’ın kayden paydaş olduğu 37078 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında murisin soyadının “.....oğlu” olarak yanlış yazıldığını ileri sürerek nüfus kayıtlarına uygun şekilde “.....” olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; davacılar tarafından açılan davayı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Yerel Mahkemece (29.11.2012 tarihli) davanın kabulü ile dava konusu 37078 ada 2 parseldeki taşınmazın imardan önceki 08.01.1968 tarih 72 yevmiyeli satış işlemi sırasında davacıların murisi....."ın soyadı.....oğlu olarak yazıldığından tapu kayıtlarındaki ".....oğlu" soyadının “.....” olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece (20.05.2013 tarihli); 08.01.1968 tarihli satış senedi incelendiğinde taşınmazı satın alan kişi ile davacının murisinin kimlik bilgilerinin benzerlik göstermediği, tapu kaydının oluşumuna esas 8.1.1968 tarihli satış senedindeki kayıt maliki bilgilerinin anne adı, doğum tarihi ve nüfusa kayıtlı yer bilgilerinin farklı olduğu gibi soyadının da farklı olduğu, toplanan diğer delillerin de davacının iddiasını ispata elverişli olmadığı, bu haliyle tapu kayıt malikinin davacının murisi olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Bozma kararı sonrası davacılar ... ve müşterekleri vekili tarafından Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinde 03.09.2013 tarihinde aynı taşınmazda “..... ve ...."dan olma Yozgat Sorgun nüfusuna kayıtlı 19.04.1937 doğumlu.....oğlu” kaydının “..... ve Leyla"dan olma Yozgat 05.12.1925 doğumlu.....” olarak düzeltilmesini istemişlerse de 11.09.2014 havale tarihli dilekçelerinde kayıt maliki.....oğlu"nun davacıların miras bırakanı “..... ve Leyla"dan olma 05.12.1925 doğumlu.....” olduğunun tespiti talepli dava açılmış ve eldeki asıl dava ile birleştirilmiştir.
    Mahkemece (04.11.2014 tarihli) bozma kararına uyulup uyulmadığı yönünde bir karar verilmeksizin resmî senet, fotoğraf vs. örneklerinin celbi için tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmış, birleşen dava yönünde davacı tarafa taşınmazı satan ve paydaşları tanık olarak bildirmesi için süre verilmiş, Ankara, Sorgun, Sungurlu ve Beypazarı Nüfus Müdürlüklerine müzekkere yazılmış, tapu edinim kayıtları ile nüfus kayıtlarının karşılaştırılması için dosya tapu fen elemanı bilirkişiye tevdi edilmiş, 18.07.2014 tarihinde mahallinde keşif yapılmış, keşifte bir kısım tanıklar dinlenmiş ve mahkemece yapılan bu işlemler gerekçe gösterilmek suretiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Mahkemece; 29.11.2012 tarihli ilk kararda gerekçenin yanlış kurulmuş olmasına rağmen hüküm kısmının doğru olduğu, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.05.2013 tarihli 2013/4970 esas 2013/8024 karar sayılı bozma ilamı konusunda mahkeme hâkiminin izinli olduğu tarihte yetkili hâkimin bozmaya uyulup uyulmaması konusunda karar verilmediği, bilahare mahkeme hâkiminin de sehven bozmaya uyulup uyulmaması konusunda karar vermeden direnme kararı verilmiş gibi dosyayı ele alarak dava konusu 3007 ada 7 parsel de kayıtlı taşınmazın imardan sonra 37078 ada 2 parsel olan taşınmazın satışı sırasındaki akit tablosundaki tanıkların dinlendiği, taşınmazın civarında bulunan taşınmaz maliklerinin bilgisine başvurulduğu, 29/11/2012 tarihli kararda incelenmeyerek eksik kalan hususların tamamlandığı ve 13.11.2014 tarih 2013/843 esas 2014/1467 karar sayılı kararın gerekçesinde açıklandığından mahkemenin 29.11.2012 tarihli ve 2012/480-1681 karar sayılı kararının hüküm kısmında direnilmesine karar verilmiştir.
    Karar davalı ... vekili tarafından temyize getirilmektedir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesine geçilmeden önce iki husus ön sorun olarak ele alınmıştır.
    I- Bu ön sorunlardan ilki; Mahkemece, birinci bozma kararına karşı uyulup uyulmadığı yönünde ara karar verilmeden ve kısa karar ile gerekçeli kararda da bu hususta bir karar verilmeksizin Özel Dairenin davanın reddedilmesi gerektiğine yönelik kesin bozma kararına karşı ilk karardaki şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin eylemli direnme niteliğinde olup olmadığı hususu birinci ön sorun olarak tartışılmıştır.
    Yerel Mahkemece davanın reddedilmesi gereğine yönelik Özel Daire bozma kararına karşı uyma ya da direnme yönünde bir karar verilmeden önceki karar ile aynı yönde davanın kabulüne karar verilmek suretiyle eylemli direnme kararı verildiği görüşü kabul edilerek birinci ön sorun bu şekilde aşılmıştır.
    II- İkinci ön sorun ise Mahkemece verilen temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm mahiyetinde bulunup bulunmadığı, dolayısıyla temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususudur.
    Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek ya da daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda ise yerel mahkemece ilk bozma kararından önce yapılan yargılama sonucunda; “…davacıların murisi....."ın dava konusu taşınmazı devir alan.....oğlu"nun nüfus kayıtlarının örtüşmediğinin karar yazım aşamasında fark edildiği, kararın zuhul eseri olarak eksik inceleme sonunda verildiği, ancak kısa kararla gerekçeli karar farklı olamayacağından bu hususun Yargıtay aşamasında düzeltileceği…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş iken, kararın bozulması üzerine birleşen dosya ile birlikte yapılan yargılama sonucu verilen kararda ve Özel Dairenin usule yönelik ikinci bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararda, ilk bozma kararı sonrası resmî senet, fotoğraf vs. örneklerinin celbi için tapu müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, birleşen dava yönünde davacı tarafa taşınmazı satan ve paydaşları tanık olarak bildirmesi için süre verildiği, Ankara, Sorgun, Sungurlu ve Beypazarı Nüfus Müdürlüklerine müzekkere yazıldığı, tapu edinim kayıtları ile nüfus kayıtlarının karşılaştırılması için dosya tapu fen elemanı bilirkişiye tevdi edildiği, 18.07.2014 tarihinde mahallinde keşif yapıldığı, keşifte bir kısım tanıkların dinlendiği ve mahkemece yapılan bu işlemler gerekçe gösterilerek asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmek suretiyle yeni bir hukuki gerekçeye dayalı direnme olarak adlandırılan karar verilmiştir.
    Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı bu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; kararın yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hâl böyle olunca kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyize konu kararın eylemli direnme niteliğinde olduğuna oy birliği ile,
    Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE 07.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi