17. Hukuk Dairesi 2018/134 E. , 2018/8243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş. vekili, davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 17.03.2010 tarihinde davalıların maliki, sürücüsü ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın davacı ..."nin eşi ve Tamer"in babası bisikletli ..."a çarparak ölümüne sebep olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı ... için 4.000,00 TL ve Tamer için 4.000.00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500,00 TL cenaze defin giderinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketinin teminat limiti dahilinde) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada ise davacılar için 40.000,00 TL"şer manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 24.06.2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini ... açısından 15.761,50-TL ve cenaze defin giderini 562,50-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı ... vekili; davaya bakmakta ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, aracın poliçesinde yer alan limitler ve teminatlar dahilinde tazminat taleplerinin muhatabı olduklarını, manevi tazminattan sorumluluklarının bulunmadığını, tarafların kusur oranlarının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılarak ölenin gelir durumu hakkında yeterli araştırma yapılarak sonuca varılması gerektiğini ve davacının kaza tarihinden itibaren faiz talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Tic. A.Ş. vekili; dava konusu kaza olayına karışan aracın maliki olduklarını, 17.02.2010 tarihinde... Pazarlama ve Sanayii A.Ş. ile 36 ay süreli "Otomobil Kiralama Sözleşmesi" akdedildiğini ve aracın işleteninin bu şirket olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; meydana gelen kazada kusurun müteveffa ..."da olduğunu ve açılan davayı kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davada davalı ... Motor A.Ş. yönünden davanın reddine, davacı ..."ın maddi tazminat talebinin reddine, davacı ... için ıslah da dikkate alınarak 16.324,17 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ile davalı ..."dan müteselsilen (sigorta şirketinin teminat limiti dahilinde sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine; birleşen davada davacı ... için 35.000,00 TL ve davacı ... için 18.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan olay tarihi olan 17.03.2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ...Ş. vekili, davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın aşağıda (2 nolu bentte belirtilen hususlar dışında) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ...
A.Ş. vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının; davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Davacıların desteği ... kaza tarihindeki 67 yaşında vefat etmiştir. ... yaşı itibariyle pasif dönemdedir. Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda ise asgari ücret esas alınmakla birlikte, asgari geçim indiriminin dahil edildiği anlaşılmaktadır. Pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
3-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir
olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar ve müteveffanın kusur durumu da dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan harcın davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... Pazarlama ve Sanayi A.Ş. ile ..."a geri verilmesine 26/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.