14. Hukuk Dairesi 2015/17549 E. , 2016/2872 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.12.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen 06.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, yükleniciden haricen satın alınan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkillerinin davalı yüklenici ..."dan .. ada .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilecek binada dava dilekçesinde ve tavzih dilekçelerinde belirtmiş oldukları bağımsız bölümlerin davacılar tarafından ayrı ayrı satın alındığını, parasını ödediklerini, bu dairelerin teslim edildiğini ancak, tapu maliki davalı arsa sahibi ..."in kendisine düşen daireleri aldığı halde yükleniciye ait olan ve davacılara satılan daireler de olmak üzere 13 dairenin tapudan intikal işlemlerini yapmaktan kaçındığını ve fuzuli işgal sebebiyle men"i müdahale davası açtığını belirterek tapu kayıtlarının iptali ile belirtilen dairelerin davacılar adına ayrı ayrı tescilini istemiştir.
Davalı arsa sahibi ... vekili, davacılar ile aralarında her hangi bir yasal ilişki bulunmadığını, 4 adet bağımsız bölümün tamamlanmadığını belirterek, davanın husumet yönünden ve gerçekte kat karşılığı bir inşaat söz konusu olmadığı için esastan da reddini savunmuştur.
Diğer davalı yüklenici ... vekili, davalı arsa sahibi ... ile aralarındaki şifahi anlaşmaya göre yükleniciye düşen dairelerin üçüncü kişilere satılıp alacağın tahsil edildiğini, satılan bu daireler üzerinde davalı ..."in her hangi bir alacağının ve hakkının kalmadığını belirterek davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, arsa sahibi ... ile yüklenici ... arasında görülen... Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.10.2011 tarihli ve 2008/301 Esas, 2011/491 Karar sayılı Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin temyiz incelemesinden geçip 15.03.2013 tarihinde kesinleşen dosyasında 760 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan A Blok 1, 2, 4, 6 ve 7 no"lu bağımsız bölüm ile 8 no"lu deponun ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı yüklenici ... adına tapuya tesciline karar verildiği, dolayısıyla yüklenicinin ancak bu daireler için yapmış olduğu haricen satış sözleşmelerine göre tescil isteminde bulunulmasının mümkün olduğu, diğer davacıların talep ettiği bağımsız bölümlerin yükleniciye düşen kısımlar arasında olmadığı, yüklenicinin hak sahibi olduğuna karar verilen A blok 4 no"lu bağımsız bölüm ile ilgili davacı tarafın her hangi bir talebinin olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar vekilinin temyizinden sonra davacılardan ... vermiş olduğu dilekçesiyle vekilini azletmiş ve davacılardan ... ile birlikte dava konusu bağımsız bölümler yönünden ayrı ayrı itiraz dilekçesi vermişlerdir.
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde tapu iptali ve tescilini istemiş olduğu bağımsız bölümler ile dava sırasındaki tavzih dilekçesinde istemiş olduğu bağımsız bölümlerin çelişkili olduğu görülmüştür.
Davacılar aynı vekille temsil edilmekte olup dava dilekçesinde ve tavzih dilekçelerinde farklı davacılar adına tescil talep etmişlerdir.
Bunun yanı sıra davalı yüklenici, davayı kabul etmiştir.
Arsa sahibi ile yüklenici arasındaki dava yüklenici lehine tescille sonuçlanmıştır.
Davacılardan ...... no"lu daireyi satın alıp oturduğunu, davacı ....."in ise aynı bağımsız bölümün adına tescilini 11.03.2009 tarihli tavzih dilekçesi ile bildirdiği, davacı ..."ün B Blok 4 no"lu daire değil... no"lu daireyi satın aldığı iddia edildiğine göre aynı vekille temsil edilen davacılar arasında menfaat çatışması bulunmaktadır. Kamu düzeniyle ilgili ve re"sen dikkate alınması gereken 1136 sayılı Avukatlık Kanununun "işin reddi zorunluluğu" başlıklı 38/b maddesi uyarınca, davada menfaatleri çatışan tarafların aynı avukat tarafından temsil edilmeleri kanuna aykırıdır.
Bu nedenle mahkemece, öncelikle bu kanuna aykırılık giderilmeli, daha sonra tüm davacılar yönünden araştırma ve inceleme yapılıp, temlik sözleşmeleri de dikkate alınarak kimin hangi bağımsız bölümü temlik ve teslim alındığı saptanmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmelidir.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.