Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 29.11.2005 gün ve 2005/111- E- 735 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 17.03.2006 gün ve 2006/1045-3105 sayılı ilamı ile; (...Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden; davacı adına kayıtlı olan çekişme konusu taşınmazın davalı vakfa bağış yoluyla intikal ettirildiği ve bağışın koşulsuz olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı, bağış lehdarı vakfın kapatıldığını, bağış koşullarının geçersiz hale geldiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Davacının ileri sürdüğü hususun sübutu halinde, davalı gösterilen vakfın tüzel kişiliğinin ortadan kalkacağı, bu halde davada sıfatın dikkate alınması gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davada hasım gösterilen Milli Gençlik Vakfının tüzel kişiliğini koruyup korumadığının saptanması, tüzel kişiliği sona ermiş ise keyfiyetin Vakıflar İdaresine bildirilmesi ondan sonra yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, bağıştan rücu nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalı vakıfça taşınmazın bağışlama amacına aykırı kullanıldığını, daha sonra da yasaya aykırı faaliyette bulunması nedeniyle mahkeme kararıyla vakfın dağıtılmasına karar verildiğini, bu nedenle taşınmazının başka bir kuruma devredilmek istendiğini, bu işleme de muvafakatının olmadığını belirterek, bağışlamadan rücu ettiğini açıklayıp, dava konusu taşınmazın davalı vakıf adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş, mahkemece önceki hükümde direnilmiştir.
Yargılama sırasında davalı Milli Gençlik Vakfına ait Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 03.06.2004 gün ve 2004/189-232 sayılı kesinleşme şerhini havi ilamı ibraz edilmiştir.
Sözü edilen ilama göre; Milli Gençlik Vakfı’nın yasalara aykırı faaliyetlerde bulunduğu tespit edilerek; dağıtılmasına, malvarlığının ise; Tüzüğün 33.maddesi gereğince Mazbut Vakıflar Tüzel Kişiliğine devrine karar verildiği, bu kararın, 26.04.2005 tarihinde yani yargılama sırasında kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; davalı vakfın bu kararla tüzel kişiliğini kaybettiği ve davada davalı olarak temsil sıfatının kalmadığı düşüncesi ile 11.10.2005 tarihli oturumda, davacıya Vakıflar Genel Müdürlüğünü davaya dahil etmesi için süre verildiği, davacının ise usulüne uygun olarak bu işlemi eda ettiği, dahili davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekilinin, 29.11.2005 tarihli oturuma katılarak davanın reddini talep ettiği hususları dosya kapsamına göre sabittir. Bu durumda bozma ilamı ile yapılması istenenlerin zaten mahkemece yerine getirilmiş olduğu anlaşılmakla, bu yöne ilişkin yerel mahkeme kararının doğru olduğu sonucuna varılmıştır.
Ne var ki, mahkemece kurulan hükmün esasına ilişkin davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekmektedir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen direnme hükmü doğru olmakla birlikte, hükmün esasına yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliği ile 13.12.2006 tarihinde karar verildi.