8. Hukuk Dairesi 2010/3002 E. , 2010/5801 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İliç Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.02.2010 gün ve 59/2 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalılar adına kayıtlı 127 ada 19 nolu parseli daha önce ...’ten satın aldığını, 300.000.000 TL verdiğini, kadastro çalışmaları sırasında vekil edeninin taşınmazın başında bulunmadığından davalılar adına anılan parselin tespit ve tescil edildiğini açıklayarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... yargılamanın 10.09.2009 tarihli yargılama oturumunda davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Diğer davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ...’ın payı bakımından davanın kabulüne, davalı ... "e karşı açılan davanın reddine ve taşınmazın ½ pay bakımından iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, harici satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davalı ... adına kayıtlı bulunan pay bakımından davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Davacı dava konusu 3500 m2 miktarındaki taşınmazı 15.06.1999 tarihli harici satış senediyle ...’ten satın aldığını ve zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. Noterde yapılan 19.03.1999 tarihli kira kontratıyla dava konusu yerin ...tarafından davalılara kiralandığı anlaşılmıştır. Satış sözleşmesinde ..., kira kontratında ise ...isimleri yazılıdır. İki şahsın aynı kişi olup olmadığı somut olayda duraksama yaratmaktadır. Özellikle mahkemece bu husus üzerinde durulması gerekmektedir.
Öte yandan, uyuşmazlık konusu 127 ada 19 sayılı parsel, 16.03.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında belgesizden davalılar adına ½ pay biçiminde tespit edildiği, kadastro tutanağının 15.06.2007 tarihinde kesinleşmesiyle adlarına tapu kaydının oluştuğu saptanmıştır. Taşınmaz kadastro öncesi tapusuz olduğuna göre, davacı tarafından 15.06.1999 tarihinde ...’ten satın almasıyla taşınır nitelikte bulunan tapusuz taşınmazın mülkiyeti TMK.nun 763.maddesi gereğince davacıya geçmiş sayılır. Ancak satışın yapılması yeterli olmayıp harici satış senedinin taşınmaz üzerindeki zilyetlikle birleşmiş olması gerekir. Diğer bir söyleyişle, taşınmazın aynı zamanda satın alındığı tarihten itibaren davacı tarafından herhangi bir şekilde tasarruf edilmiş bulunması zorunluluğu vardır. İlke olarak zilyetlikle birleşmeyen harici satış senetlerine hukuken değer verilemez. Mahkemece, bu yön üzerinde de durulmamıştır. Keşifte dinlenen davacı tanıkları davacı yararına, davalı ...’nin tanıkları ise Hakan Zekai yararına beyanda bulundukları, ancak mahkemece, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği görülmüştür. Bu durumda, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258.maddesi gereğince keşif yerine çağırılmaları, aynı Kanunun 259.maddesi uyarınca keşif yerinde dinlenmeleri, davacının taşınmazı ...’ten satın aldığı tarihten itibaren taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, varsa zilyetliğini ne şekilde sürdürdüğü konularında sorular da yöneltilerek beyanlarının alınması, beyanlar arasındaki çelişkinin HUMK.nun 265.maddesi gereğince yüzleştirilerek giderilmesine çalışılması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davalı ... ’e ait pay yönünden davanın reddine karar verilmiş bulunması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle davanın reddine ilişkin yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 618,75 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 02.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.