MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı, davalı kooperatif tarafından 27.12.2001 tarihli 791 nolu borç senedine dayalı olarak aleyhine icra takibine girişildiğini, borç senedindeki imzanın kendisine ait olmadığını, kooperatife bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek,... İcra Müdürlüğü"nün 2012/373 E. sayılı icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının imza inkarının haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; kooperatif üyesi olan davalının takibe dayanak borç senedinde bulunan imzasını inkar ettiği, davacının bu iddiasının Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporu ile doğrulandığı, davacının davalı kooperatife borç senedinden ötürü borcunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, kooperatif üyesi olan davacının davalı ... kooperatifine açtığı menfi tespit istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK"nın 14. maddesi uyarınca kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.
Dava tarihi itibariyle kooperatifin muamele merkezinin... olduğu, davanın ise..."da açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davalı kooperatifin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu gözetilerek, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK"nın 114/1-ç ve 115/2. madde hükümleri uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüe ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.