15. Ceza Dairesi 2017/11854 E. , 2019/7921 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK.nın 155/2, 62/1, 52, 51, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve O yer Cumuhriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan şirkette pazarlama elemanı olarak çalışan sanığa satışını yapması için 36.000 TL değerinde ürünün teslim edildiği, daha sonra sanığın, ürün sayımı yapmak için çağrıldığında ürünleri araç içinde bırakarak kaçması üzerine araç içerisinde yapılan sayımda yaklaşık 34.000 TL tutarında malzemenin olmadığı, ayrıca şirket adına tahsil ettiği 900 TL parayı da iade etmediğinin tespit edildiği, bu şekilde sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanığın savunmasında; şirket deposundan kendisine teslim olunan 36.000 TL değerindeki malı alıp kendi bölgesi dışında şirketin müşterisi olmayan, açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği kişiye sattığını, herhangi bir fatura yada belge almadığını, bedelini de tahsil edemediğini belirtmesine rağmen, satış yaptığını iddia ettiği kişiye ait açık kimlik ve adres bilgilerini sunamaması, bu satış işlemine dair herhangi bir delil sunamamış olması karşısında; sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekili ve O yer Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5237 sayılı TCK"nın 155/2 ve 62/1 maddeleri gereğince belirlenmiş olan 83 gün adli para cezasının, aynı Kanunun 52/2. maddesi gereğince günlüğü 20 TL"den olmak üzere 1.660 TL adli para cezasına çevrilmesi gerekirken, hesap hatası sonucu 4.150 TL adli para cezasına çevrilmek suretiyle, sanık hakkında fazla ceza tayini,
2- TCK"nun 53/3 maddesi gereğince hapis cezası ertelenen kişi hakkında, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna hükmolunamayacağının gözetilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararınına göre yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3- 6352 sayılı Kanunun 100 maddesi ile değişik CMK"nin 324/4 maddesi ek cümlesinin devlete ait giderlerinin 21/07/1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderlerin devlet hazinesine yükletilmesine karar verilir, hükmüne rağmen terkin tutarı olan 20 TL altındaki yargılama giderinin sanığa yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; hüküm fıkrasının adli para cezasının uygulanmasına ilişkin bölümden "4.150 TL" ibaresinin, tamamen çıkartılarak yerine “1.660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin bölüm çıkarılarak, yerine “16 TL yargılama giderinin inceleme tarihi itibarıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan (20,00 TL"den) az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 324/4. maddesi gereğince hazine üzerinde bırakılmasına" ibaresinin yazılması, TCK’nın 53 maddesinin uygulanmasına dair kısmın "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK"nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.