16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/1930 Karar No: 2018/4581 Karar Tarihi: 26.11.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1930 Esas 2018/4581 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi tarafından verilen 2018/1930 E. ve 2018/4581 K. sayılı kararda, sanığın silahlı terör örgütüne üye olduğu gerekçesiyle mahkum edildiği belirtilmiştir. Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelenmiş, temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçilmiştir. CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, sanık hakkında ceza hükmü tesis edilirken delalet maddesi olarak 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesinin gösterilmemesi kanuna aykırıdır. Bu nedenle hüküm BOZULMUŞ ve tayin edilen temel cezaya ilişkin hüküm fıkrasından “3713 sayılı yasanın 7/1. maddesi delaletiyle” ibaresinin çıkarılması suretiyle hüküm DÜZELTİLMİŞ ve ONANMIŞtır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesi, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/1930 E. , 2018/4581 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesi delaletiyle TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel mahkemenin, bylock delilinin hukuka uygunluğu ile ilgili olarak esas itibariyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında açıklanan gerekçeleri de benimsemiş olması karşısında gerekçede ayrıca Yargıtay uygulamalarına yanlış anlam yüklenerek; bylock delilinin istihbari nitelikte görülerek istihbari delillerin hükme esas alındığının kabulü; bylock delilinin incelenmesi için CMK 134. maddeye göre karar alınmasının gerekli olmadığına ilişkin değerlendirme hukuki dayanaktan yoksun olup yasa ve yerleşik uygulamalara aykırı ise de; bu husus sonuca etkili görülmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak; Silahlı terör örgütü üyesi olduğu kabul edilen sanık hakkında ceza hükmü tesis edilirken delalet maddesi olarak 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesinin gösterilmeyeceğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1 maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, temel cezanın tayin edildiği hüküm fıkrasından “3713 sayılı yasanın 7/1. maddesi delaletiyle” ibaresinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.