Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/180 Esas 2017/3474 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/180
Karar No: 2017/3474
Karar Tarihi: 14.06.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/180 Esas 2017/3474 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/180 E.  ,  2017/3474 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Davacı, komşu 3 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olan davalı ...’in ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/184 Esas sayılı dosyası ile açtığı davada, paydaşı olduğu 2 parsel sayılı taşınmaza yaptığı yapının taşkın olduğu gerekçesiyle elatmasının önlenmesine karar verildiğini, mahkemece verilen ve kesinleşen kararın hatalı olup fiili duruma uymadığını, 31.01.2013 tarihli aplikasyon krokisine göre de tespit edilen miktar kadar tecavüzlü olmadığının belirlendiğini, ... 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/10430 Esas sayılı dosyasında yapılan tel çekme işlemi ile 3 parsel sayılı taşınmazda oturanların evlerine giriş ve çıkışlarının imkansız hale geldiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, kesin hüküm itirazında bulunarak davanın esastan da reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kesin hüküm niteliğinde taraflar arasında görülmüş dava bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği ve 6100 sayılı HMK"nun 303. (1086 sayılı HUMK"nun 237.) maddesinde düzenlendiği üzere kesin hükümden söz edilebilmesi için, yeni açılan bir davanın, birinci dava ile taraflarının, dava konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekir.
    Oysa, elatmanın önlenmesi bir haksız eylem olduğundan devam ettiği veya yenilendiği müddetçe her zaman yeni bir davanın konusunu teşkil edebilir. Hemen belirtilmelidir ki, kesin hüküm ancak hüküm anındaki durumu tespit eder. Hükümden sonraki döneme etkili olmaz. Bu nedenle yeni meydana gelen vakıalara dayanılarak açılan ikinci davanın, birinci davadaki kesin hükme aykırı olduğu söylenemez ve kesin hüküm oluşturmaz.
    Somut olaya gelince, önceden görülen ... 19.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/184 Esas ve 2011/404 Karar sayılı davanın elatmanın önlenmesi bakımından kesin hüküm oluşturmayacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; mahalinde yeniden keşif yapılmak suretiyle işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün öncelikle açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.